English    Türkçe    فارسی   

4
3379-3388

  • خاصه از بالای که تا زیر کوه ** در سر آیم هر زمانی از شکوه
  • Hele dağ terekesinden aşağı inerken her zaman korkumdan tepe taklak kapanırım.
  • کم همی‌افتی تو در رو بهر چیست ** یا مگر خود جان پاکت دولتیست 3380
  • Sense yüz üstü pek az düşersin... bu neden? Yoksa senin arı canın devletlik mi ki?
  • در سر آیم هر دم و زانو زنم ** پوز و زانو زان خطا پر خون کنم
  • Ben her an tepesi üstü düşer, dizimi vurur, yüzümü, dizimi kanlara bularım!
  • کژ شود پالان و رختم بر سرم ** وز مکاری هر زمان زخمی خورم
  • Palanım, yüküm baş aşağı olur; kiracıdan da daima dayak yerim.
  • هم‌چو کم عقلی که از عقل تباه ** بشکند توبه بهر دم در گناه
  • Hani az akıllı adam gibi... o da aklının kıtlığından günahından tövbe eder... her an da tövbesini bozar.
  • مسخره‌ی ابلیس گردد در زمن ** از ضعیفی رای آن توبه‌شکن
  • O tövbe bozan reyindeki, azmindeki gevşekliğinin yüzünden zamanede İblise maskara olur.
  • در سر آید هر زمان چون اسپ لنگ ** که بود بارش گران و راه سنگ 3385
  • Her an yükü ağır olan ve taşlık yolda gitmeye savaşan topal beygir gibi tepesi üstüne düşer.
  • می‌خورد از غیب بر سر زخم او ** از شکست توبه آن ادبارخو
  • O ters huylu, tövbesini bozduğu için kafasına gaybtan tokatlar yer durur.
  • باز توبه می‌کند با رای سست ** دیو یک تف کرد و توبه‌ش را سکست
  • Sonra tekrar gevşek azmiyle tövbe eder... fakat Şeytan “Ne yaptın?” der demez tövbesini bozar.
  • ضعف اندر ضعف و کبرش آنچنان ** که به خواری بنگرد در واصلان
  • Pek zayıftır... fakat kendisini öyle ulu görür, öyle kibirlenir ki Tanrıya ulaşanlara bile hor bakar!