English    Türkçe    فارسی   

4
543-552

  • گرچه شیری چون روی ره بی‌دلیل ** خویش‌بین و در ضلالی و ذلیل
  • Aslan bile olsan değil mi ki kılavuzsuz yol almaktasın; kendini görüyorsun, sapıksın, hor hakirsin.
  • هین مپر الا که با پرهای شیخ ** تا ببینی عون و لشکرهای شیخ
  • Ancak şeyhin kanatlarıyla uçta şeyhin askerlerinin yardımını gör!
  • یک زمانی موج لطفش بال تست ** آتش قهرش دمی حمال تست 545
  • Bir zaman olur, onun lütuf dalgaları, sana kanat kesilir; bir an gelir, kahır ateşi seni taşır, götürür!
  • قهر او را ضد لطفش کم شمر ** اتحاد هر دو بین اندر اثر
  • Kahrını, lütfunun zıddı sayma pek... Tesir bakımından ikisinin de birliğini gör!
  • یک زمان چون خاک سبزت می‌کند ** یک زمان پر باد و گبزت می‌کند
  • Bir zaman seni toprak gibi yeşertir... Bir zaman seni sevgilinin havasıyla doldurur, şişirir!
  • جسم عارف را دهد وصف جماد ** تا برو روید گل و نسرین شاد
  • Ârifin bedenine cemad vasfını verir de orada neşeli güller, nesrinler bitirir!
  • لیک او بیند نبیند غیر او ** جز به مغز پاک ندهد خلد بو
  • Fakat bunları o görür, başkası değil... Temiz içten başka hiçbir şey cennetin kokusunu alamaz!
  • مغز را خالی کن از انکار یار ** تا که ریحان یابد از گلزار یار 550
  • İçini, sevgiyi inkârdan arıt da orada onun gül bahçesindeki reyhanlar bitsin!
  • تا بیابی بوی خلد از یار من ** چون محمد بوی رحمن از یمن
  • İçini arıt da Muhammed’in Yemen ülkesinde Rahman kokusunu aldığı gibi sende benim sevgilimin ebedîlik kokusunu bul!
  • در صف معراجیان گر بیستی ** چون براقت بر کشاند نیستی
  • Miraç edenlerin safında durursan yokluk, seni Burak gibi göklere yüceltir.