English    Türkçe    فارسی   

5
1617-1626

  • چون تضرع را بر حق قدرهاست  ** وآن بها که آنجاست زاری را کجاست 
  • Hasılı ağlayıp sızlanmanın Tanrı yanında değeri vardır. Ağlayıp sızlanmadaki değer nerede var?
  • هین امید اکنون میان را چست بند  ** خیز ای گرینده و دایم بخند 
  • Ey ümit hemen kalk, belini sıkıca bağla. Kalk ey ağlayan daima gül.
  • که برابر می‌نهد شاه مجید  ** اشک را در فضل با خون شهید 
  • Çünkü ulu Tanrı üstünlük bakımından gözyaşını, şehitlerin kanları ile bir tutmadadır.
  • فرستادن اسرافیل را علیه‌السلام به خاک کی حفنه‌ای بر گیر از خاک بهر ترکیب جسم آدم علیه‌السلام 
  • Tanrının, Adem aleyhisselam'ın bedenini yaratmak üzere bir avuç toprak alması için İsrafil aleyhisselam'ı yeryüzüne göndermesi.
  • گفت اسرافیل را یزدان ما  ** که برو زان خاک پر کن کف بیا  1620
  • Tanrımız bunun üzerine İsrafil’e, yürü dedi, avucunu toprakla doldur gel.
  • آمد اسرافیل هم سوی زمین  ** باز آغازید خاکستان حنین 
  • İsrafil yeryüzüne geldi ama toprak, ağlayıp inlemeye başladı.
  • کای فرشته‌ی صور و ای بحر حیات  ** که ز دمهای تو جان یابد موات 
  • Dedi ki: Ey sür meleği, ey hayat denizi! Ölüler senin nefeslerinle dirilir.
  • در دمی از صور یک بانگ عظیم  ** پر شود محشر خلایق از رمیم 
  • Sür’u öyle bir kuvvetli üflersin ki halk, çürümüşken dirilir, mahşere gelir, o ovayı doldurur.
  • در دمی در صور گویی الصلا  ** برجهید ای کشتگان کربلا 
  • Su’ru üfler, haydin ey Kerbela şehitleri, kalkın!
  • ای هلاکت دیدگان از تیغ مرگ  ** برزنید از خاک سر چون شاخ و برگ  1625
  • Ey ölüm kılıcı ile helak olanlar, dallar, yapraklar gibi topraktan baş kaldırın dersin.
  • رحمت تو وآن دم گیرای تو  ** پر شود این عالم از احیای تو 
  • Senin merhametin ve o tesirli nefesin yüzünden şu alem, dirilerle dolar.