English    Türkçe    فارسی   

5
2056-2065

  • زر به از جانست پیش ابلهان  ** زر نثار جان بود نزد شهان 
  • Fakat ahmaklarca altın, candan yeğdir. Padişahların yanındaysa can altını saçılır.
  • می شتابیدند تفت از حرص زر ** عقلشان میگفت نه آهستهتر
  • Onlar da altın hırsı ile hararetlenmişler, koşuyorlardı. Akılları böyle hızlı gitmeyin, daha yavaş olun diyordu ama dinleyen kim?
  • حرس تازد بیهده سوی سراب ** عقل گوید نیک بین کان نیست آب
  • حرص غالب بود و زر چون جان شده  ** نعره‌ی عقل آن زمان پنهان شده 
  • Hırs üstün gelmişti, altın da can gibi sevgiliydi. Artık o anda aklın sesi duyulmaz olmuştu.
  • گشته صدتو حرص و غوغاهای او  ** گشته پنهان حکمت و ایمای او  2060
  • Hırsları şamataları bir iken yüz olmuştu. Aklın tedbir ve irşadı artık gizlenmişti.
  • تا که در چاه غرور اندر فتد  ** آنگه از حکمت ملامت بشنود 
  • Nihayet aldanma kuyusuna düşecekler, o vakit hikmetin kınamasını duyacaklardı.
  • چون ز بند دام باد او شکست  ** نفس لوامه برو یابید دست 
  • Tuzağın ipine dolaşıp gururu kırılınca nefsi levvamenin kınanmasını işiteceklerdi.
  • تا به دیوار بلا ناید سرش  ** نشنود پند دل آن گوش کرش 
  • Bu çeşit adam, başını bela duvarına çarpmadıkça kulağı sağırdır, gönlün öğüdünü duymaz.
  • کودکان را حرص گوزینه و شکر  ** از نصیحتها کند دو گوش کر 
  • Helva ve şeker hırsı çocukların iki kulağını sağır eder, öğütleri duymaz.
  • چونک دردت دنبلش آغاز شد  ** در نصیحت هر دو گوشش باز شد  2065
  • Fakat çıban çıkarmaya başladı mı kulakları açılır, öğütleri dinler.