English    Türkçe    فارسی   

5
2645-2654

  • مشفقی گر کرد جور و امتحان  ** عقل باید که نباشد بدگمان  2645
  • Seni esirgeyen biri, sana cevreder, seni sınarsa hakkında kötü zanna düşmemek gerektir. Akıl kârı budur.
  • خصاه من بدرگ نبودم زشت‌اسم  ** آنک دیدی بد نبد بود آن طلسم 
  • Hele ben hiç kötü değilim. Adım kötüye çıkmış ama aldırma. O gördüğüm aslan değildi, tılsımdı.
  • ور بدی بد آن سگالش قدرا  ** عفو فرمایند یاران زان خطا 
  • O uğradığın şey kötü bile olduysa yine dostlar, o hatayı affederler.
  • عالم وهم و خیال طمع و بیم  ** هست ره‌رو را یکی سدی عظیم 
  • Vehim ve tamahla korku âlemi, yolcuya pek büyük bir settir.
  • نقشهای این خیال نقش‌بند  ** چون خلیلی را که که بد شد گزند 
  • Bu nakışlar, bu hayal suretleri, dağ gibi Halil'e bile zarar verdi.
  • گفت هذا ربی ابراهیم راد  ** چونک اندر عالم وهم اوفتاد  2650
  • Cömert İbrahim bile vehim âlemine düşünce : "Bu, benim rabbimdir" dedi.
  • ذکر کوکب را چنین تاویل گفت  ** آن کسی که گوهر تاویل سفت 
  • Tevil incisini delen o zat, yıldızı görünce böyle dedi işte.
  • عالم وهم و خیال چشم‌بند  ** آنچنان که را ز جای خویش کند 
  • Gözleri bağlayan vehim ve hayal âlemi, öyle bir dağı bile yerinden oynattı.
  • تا که هذا ربی آمد قال او  ** خربط و خر را چه باشد حال او 
  • O bile "Bu, benim rabbimdir" dedi. Artık, eşeği ne hale kor, bir düşün!
  • غرق گشته عقلهای چون جبال  ** در بحار وهم و گرداب خیال 
  • Dağ gibi akıllar bile vehim deniziyle hayal girdabına gark olur.