English    Türkçe    فارسی   

5
271-280

  • ور بچه گیرد ازو شهناز او  ** دیو در نسلش بود انباز او 
  • Nazlı karısı ondan bir çocuk doğursa Şeytan onun soyundan ona ortak kesilir.
  • در نبی شارکهم گفتست حق  ** هم در اموال و در اولاد ای شفق 
  • Allah Kur’anda “Ey Mümin, Şeytana kafirlerin mallarında, evlatlarında ortak ol” buyurmuştur.
  • گفت پیغامبر ز غیب این را جلی  ** در مقالات نوادر با علی 
  • Peygamber bunu Ali’ye değer biçilmez sözleri arasında açıkça söylemiştir.
  • یا رسول‌الله رسالت را تمام  ** تو نمودی هم‌چو شمس بی‌غمام 
  • Konuk dedi ki: “Ey Allah elçisi, bulutsuz bir güneş gibi peygamberliği sen tamamladın, apaydın bir hale koydun.
  • این که تو کردی دو صد مادر نکرد  ** عیسی از افسونش با عازر نکرد  275
  • Senin bu yaptığını iki yüz ana yapamaz. İsa bile bunu Azer’e yapmadı.
  • از تو جانم از اجل نک جان ببرد  ** عازر ار شد زنده زان دم باز مرد 
  • Senin yüzünden canım hemencecik ecelden kurtuldu. Azer de dirildi ama o anda yine öldü.
  • گشت مهمان رسول آن شب عرب  ** شیر یک بز نیمه خورد و بست لب 
  • Arap o gece Peygambere konuk oldu, bir keçiden sağılan sütün yarısını ancak yiyebildi, ağzını silip çekildi.
  • کرد الحاحش بخور شیر و رقاق  ** گفت گشتم سیر والله بی‌نفاق 
  • Peygamber süt iç, yufka ekmeği ye diye ısrar ettiyse de Vallahi dedi, riyasız doydum.
  • این تکلف نیست نی ناموس و فن  ** سیرتر گشتم از آنک دوش من 
  • Bu, ne tekellüf, ne sıkılma, ne de hile. Dün geceden daha ziyade doydum.
  • در عجب ماندند جمله اهل بیت  ** پر شد این قندیل زین یک قطره زیت  280
  • Bütün ev halkı şaştılar. Bu kandil, şu bir kara zeytin yağı ile nasıl doldu diye hayretlere düştüler.