English    Türkçe    فارسی   

5
2729-2738

  • بنده آزادی طمع دارد ز جد  ** عاشق آزادی نخواهد تا ابد 
  • Kul, kulluktan azat olmayı diler. Âşıksa ebediyen azat olmak istemez.
  • بنده دایم خلعت و ادرارجوست  ** خلعت عاشق همه دیدار دوست  2730
  • Kul, daima elbise, vergi diler. Aşılan elbisesiyse daima sevgilinin cemalidir.
  • در نگنجد عشق در گفت و شنید  ** عشق دریاییست قعرش ناپدید 
  • Aşk, söze sığmaz. Aşk, bir denizdir ki dibi görünmez.
  • قطره‌های بحر را نتوان شمرد  ** هفت دریا پیش آن بحرست خرد 
  • Denizin katralarını saymaya imkân yoktur. Yedi deniz de aşk denizinin önünde küçücük bir göl kalır.
  • این سخن پایان ندارد ای فلان  ** باز رو در قصه‌ی شیخ زمان 
  • A canım, bu sözün sonu gelmez. Yine zamane Şeyhinin hikâyesine dön!
  • در معنی لولاک لما خلقت الافلاک 
  • "Sen olmasaydın gökleri yaratmazdım" hadîsi kutsisinin manası
  • شد چنین شیخی گدای کو به کو  ** عشق آمد لاابالی اتقوا 
  • Böyle bir Şeyh, sokak sokak dolaşan bir dilenci oldu. Aşk, pervasızca geldi, ne yapsın? Sakının aşktan!
  • عشق جوشد بحر را مانند دیگ  ** عشق ساید کوه را مانند ریگ  2735
  • Aşk, denizi bir çömlek gibi kaynatır. Aşk, dağı kum gibi ezer, eritir.
  • عشق‌بشکافد فلک را صد شکاف  ** عشق لرزاند زمین را از گزاف 
  • Aşk, gökyüzünü çatlatır, yüzlerce yarık açar. Aşk, sebepsiz yeryüzünü titretir.
  • با محمد بود عشق پاک جفت  ** بهر عشق او را خدا لولاک گفت 
  • Pak, aşk, Muhammed'le eşti. Tanrı aşk yüzünde ona "Sen olmasaydın..." dedi.
  • منتهی در عشق چون او بود فرد  ** پس مر او را ز انبیا تخصیص کرد 
  • Hasılı o, aşktan tekti. Onun için Tanrı, onu pevgamberler içinden seçti.