English    Türkçe    فارسی   

5
3199-3208

  • انصتوا یعنی که آبت را بلاغ  ** هین تلف کم کن که لب‌خشکست باغ 
  • Yine "Susun ve dinleyin" dendi. Yani kendinize gelin, suyunuzu telef etmeyin, bağ susuzdur.
  • این سخن پایان ندارد ای پدر  ** این سخن را ترک کن پایان نگر  3200
  • Babacığım, bu sözün sonu gelmez. Bu sözü bırak da sonuna bak.
  • غیرتم آید که پیشت بیستند  ** بر تو می‌خندند عاشق نیستند 
  • Gayretim koymuyor, senin önünde dursunlar, âşık olmadıkları halde sana gülsünler!
  • عاشقانت در پس پرده‌ی کرم  ** بهر تو نعره‌زنان بین دم بدم 
  • Aşıkların, anbean kerem perdesi ardında senin için nara atmadalar.
  • عاشق آن عاشقان غیب باش  ** عاشقان پنج روزه کم تراش 
  • Sen de o gayp âşıklarına âşık ol,şu beş günlük âşıklara pek aldırış etme.
  • که بخوردندت ز خدعه و جذبه‌ای  ** سالها زیشان ندیدی حبه‌ای 
  • Bunlar, hileyle, düzenle seni yerler. Yıllardır bunlardan bir habbe bile görmedin.
  • چند هنگامه نهی بر راه عام  ** گام خستی بر نیامد هیچ کام  3205
  • Halkın yoluna niceye bir hengâme salıp duracaksın? Ayağın mecruh senin,hiçbir muradına ermedin gitti.
  • وقت صحت جمله یارند و حریف  ** وقت درد و غم به جز حق کو الیف 
  • İyilik, hoşluk zamanında hepsi dosttur,eştir. Fakat dert ve gam zamanı Tanrı'dan başka kim sana dost?
  • وقت درد چشم و دندان هیچ کس  ** دست تو گیرد به جز فریاد رس 
  • Gözün, dişin ağrıdığı zaman feryada erişen Tanrı'dan başka elinden tutan var mi?
  • پس همان درد و مرض را یاد دار  ** چون ایاز از پوستین کن اعتبار 
  • Sen de o hastalık, o dert zamanını hatırla da Eyaz gibi postuna bak, ibret al.