English    Türkçe    فارسی   

5
3228-3237

  • گر جوابش نیست می‌بندد ستیز  ** بر همان دم تا به روز رستخیز 
  • Bir yolun yolcusu, cevap vermezse kavgaya girişir. Bu, ezelden kıyamete kadar böyle gelmiş, böyle gider.
  • که مهان ما بدانند این جواب  ** گرچه از ما شد نهان وجه صواب 
  • Her fırka, biz bilmeyiz ama ulularımız, buna cevap verebilir der.
  • پوزبند وسوسه عشقست و بس  ** ورنه کی وسواس را بستست کس  3230
  • Vesvesenin ağzını bağlıyan, ancak aşktır.Yoksa vesveseyi kim bağlıyabilmistir ki?
  • عاشقی شو شاهدی خوبی بجو  ** صید مرغابی همی‌کن جو بجو 
  • Yüzü güzel dilber ara da âşık ol. Dere dere dolan, bir su kuşu tut.
  • کی بری زان آب کان آبت برد  ** کی کنی زان فهم فهمت را خورد 
  • Yüzünün suyunu döken sudan ne elde edebilirsin? Anlayışını mahveden şeyden ne anlarsın?
  • غیر این معقولها معقولها  ** یابی اندر عشق با فر و بها 
  • Şu akılla anlaşılacak şeylerden başka aşkta, akılla anlaşılacak daha nice parlak ve güzel şeyler vardır.
  • غیر این عقل تو حق را عقلهاست  ** که بدان تدبیر اسباب سماست 
  • Tanrı'da senin bu aklından başka akıllar var ki gökyüzünün sebepleri onlarla tedbire girer.
  • که بدین عقل آوری ارزاق را  ** زان دگر مفرش کنی اطباق را  3235
  • Rızıklarını bu akılla elde dersin. Öbür akla gelince: Onunla yedi kat gökleri, kendine bir döşeme yaparsın.
  • چون ببازی عقل در عشق صمد  ** عشر امثالت دهد یا هفت‌صد 
  • Tanrı sevgisine düşer, aklınla oynarsan Tanrı, sana o aklın onlarca fazlasını, hattâ yedi yüzünü ihsan eder.
  • آن زنان چون عقلها درباختند  ** بر رواق عشق یوسف تاختند 
  • O kadındır, akıllarıyle oynadılar da Yusuf'un aşk sayvanına sıçradılar.