English    Türkçe    فارسی   

5
3535-3544

  • مصطفی را هجر چون بفراختی  ** خویش را از کوه می‌انداختی  3535
  • Mustafa'yı ayrılık derdi kapladı, daraldı mı, kendisini dağdan atmaya kalkardı.
  • تا بگفتی جبرئیلش هین مکن  ** که ترا بس دولتست از امر کن 
  • Cebrail, sakın yapma. Kün emrinde sana nice devletler takdir edilmiştir deyince,
  • مصطفی ساکن شدی ز انداختن  ** باز هجران آوریدی تاختن 
  • Yatışır, kendini atmaktan vazgeçerdi. Sonra yine ayrılık derdi gelip çattı mı,
  • باز خود را سرنگون از کوه او  ** می‌فکندی از غم و اندوه او 
  • Yine gamdan, dertten bunaldı mı kendisini dağdan aşağı atmak isterdi.
  • باز خود پیدا شدی آن جبرئیل  ** که مکن این ای تو شاه بی‌بدیل 
  • Bu sefer Cebrail görünür, ey eşi olmayan Padişah, yapma bunu derdi.
  • هم‌چنین می‌بود تا کشف حجاب  ** تا بیابید آن گهر را او ز جیب  3540
  • Hicap keşfedilip de o inciyi koynunda buluncaya kadar bu haldeydi.
  • بهر هر محنت چو خود را می‌کشند  ** اصل محنتهاست این چونش کشند 
  • Halk, her çeşit mihnetten ötürü kendini öldürüp dururken mihnetlerin aslı olan bu ayrılığı nasıl çeksin?
  • از فدایی مردمان را حیرتیست  ** هر یکی از ما فدای سیرتیست 
  • Halk, canını feda edene şaşar. Fakat bizim her birimiz fedayi huyluyuz.
  • ای خنک آنک فدا کردست تن  ** بهر آن کارزد فدای آن شدن 
  • Ne mutlu o kişiye ki bedenini, feda edilmeye değer bir dosta feda etmiştir.
  • هر یکی چونک فدایی فنیست  ** کاندر آن ره صرف عمر و کشتنیست 
  • Herkes, bir fennin, bir sanatın fedaisidir. Ömrünü o yolda sarf eder, ölüp gider.