English    Türkçe    فارسی   

5
3784-3793

  • لیک بر مقتل نیامد تیرها  ** کار بخت است این نه جلدی و دها 
  • Fakat bu ne yiğitlik, ne de zekâ işi. Baht işi bu, Bir türlü can alacak bir yerime ok isabet etmedi.
  • چون شهیدی روزی جانم نبود  ** رفتم اندر خلوت و در چله زود  3785
  • Şehitliğin kısmet olmadığını anlayınca halvete gittim, çileye girdim.
  • در جهاد اکبر افکندم بدن  ** در ریاضت کردن و لاغر شدن 
  • Kendimi büyük savaşa attım, riyazata, zayıflamaya koyuldum.
  • بانگ طبل غازیان آمد به گوش  ** که خرامیدند جیش غزوکوش 
  • Halvetteyken kulağıma gazilerin savaşa giderken çaldıkları davul sesleri geldi.
  • نفس از باطن مرا آواز داد  ** که به گوش حس شنیدم بامداد 
  • Sabah çağıydı, can kulağımla duydum, nefsim, içimden seslendi.
  • خیز هنگام غزا آمد برو  ** خویش را در غزو کردن کن گرو 
  • Kalk, savaş zamanı geldi, yürü. Kendini savaşa at.
  • گفتم ای نفس خبیث بی‌وفا  ** از کجا میل غزا تو از کجا  3790
  • Dedim ki: Ey vefasız habis nefis, savaşa meyletme nerde, sen nerdesin?
  • راست گوی ای نفس کین حیلت‌گریست  ** ورنه نفس شهوت از طاعت بریست 
  • Ey nefis, doğru söyle, bu hilebazlık, nedir? Yoksa şehvete düşkün nefis, ibadete yanaşmaz bile.
  • گر نگویی راست حمله آرمت  ** در ریاضت سخت‌تر افشارمت 
  • Doğru söylemezsen üstüne saldırır, seni riyazatla adamakıllı sıkar, sıkıştırırım.
  • نفس بانگ آورد آن دم از درون  ** با فصاحت بی‌دهان اندر فسون 
  • O anda nefsim, içimden seslendi, dilsiz, ağızsız, fasih bir surette söz söylemekteydi: