English    Türkçe    فارسی   

5
392-401

  • گر روا بد ناله کردم از عدم  ** ور نبود این گفتنی نک تن زدم 
  • Caizse yokluktan feryat ediyor, yokluğu anlatmaya çalışıyorum. Caiz değilse işte sustum.
  • این بیان بط حرص منثنیست  ** از خلیل آموز که آن بط کشتنیست 
  • Bu, iki kat hırsı anlatmaydı ya... Halil’den öğren o hırs kazını kesmek gerek.
  • هست در بط غیر این بس خیر و شر  ** ترسم از فوت سخنهای دگر 
  • Kazada bundan başka daha bir çok hayır, şer var ama başka sözleri söyleyemem, vakit kalmaz diye ürküyorum.
  • صفت طاوس و طبع او و سبب کشتن ابراهیم علیه‌السلام او را 
  • Tavus kuşunun tabiatı ve İbrahim aleyhisselam’ın onu kesmesindeki sebep
  • آمدیم اکنون به طاوس دورنگ  ** کو کند جلوه برای نام و ننگ  395
  • Şimdi ad san için cilvelenip duran iki renkli tavusa geldik.
  • همت او صید خلق از خیر و شر  ** وز نتیجه و فایده‌ی آن بی‌خبر 
  • Onun gayreti, sonucundan ve faydasından habersiz bir halde halkı, hayırla şerle avlamaktır.
  • بی‌خبر چون دام می‌گیرد شکار  ** دام را چه علم از مقصود کار 
  • Tuzak gibi av tutup durur. Tuzağın maksada ait ne bilgisi vardır?
  • دام را چه ضر و چه نفع از گرفت  ** زین گرفت بیهده‌ش دارم شگفت 
  • Tuzağın, av tutmaktan ne zararı vardır, ne faydası; onun bu beyhude tutuşuna şaşarım işte ben.
  • ای برادر دوستان افراشتی  ** با دو صد دلداری و بگذاشتی 
  • Kardeş, iki yüz güzelle bağdaştın, dost oldun, sonra yine onları terk ettin.
  • کارت این بودست از وقت ولاد  ** صید مردم کردن از دام وداد  400
  • Doğduğun günden beri işin bu. Sevgi tuzağıyla adam avlar durursun.
  • زان شکار و انبهی و باد و بود  ** دست در کن هیچ یابی تار و پود 
  • Bu avlamaktan, bu kalabalıktan, bu başlık sevdasından el çek. Hiç bunlarla bir şey ördün, bu yüzden bir şey elde ettin mi?