English    Türkçe    فارسی   

5
4165-4174

  • درد بودم سر به سر من خودپسند  ** کرد شاهم داروی هر دردمند  4165
  • Ben kendimi beğenmekteydim, baştanbaşa dertten ibarettim. Padişahım, her dertliye deva verdi.
  • دوزخی بودم پر از شور و شری  ** کرد دست فضل اویم کوثری 
  • Cehennemliktim, kötülüklerle, serlerle doluydum. Onun ihsan eli beni bir kevser haline getirdi.
  • هر که را سوزید دوزخ در قود  ** من برویانم دگر بار از جسد 
  • Cehennem kimi yakar, yandınrsa ben o yanan şeyleri cesette tekrar çıkarır, bitiririm.
  • کار کوثر چیست که هر سوخته  ** گردد از وی نابت و اندوخته 
  • Kevserin işi nedir? Her yanan, onun vasıtasiyle biter, yenilenir.
  • قطره قطره او منادی کرم  ** کانچ دوزخ سوخت من باز آورم 
  • Kevser, katra katta keremlerini ilân eder; cehennemin yaktığı şeyleri ben yine yerine getiririm der.
  • هست دوزخ هم‌چو سرمای خزان  ** هست کوثر چون بهار ای گلستان  4170
  • Cehennem, güz mevsiminin soğuğuna benzer. Keserse ey gül bahçesi, bahar gibidir.
  • هست دوزخ هم‌چو مرگ و خاک گور  ** هست کوثر بر مثال نفخ صور 
  • Cehennem, ölüme, mezar toprağına benzer. Kevserse sur üfürülmesi gibidir.
  • ای ز دوزخ سوخته اجسامتان  ** سوی کوثر می‌کشد اکرامتان 
  • Ey cehennemde bedenleri yananlar, Tanrı keremi, sizi kevsere çağırmadadır.
  • چون خلقت الخلق کی یربح علی  ** لطف تو فرمود ای قیوم حی 
  • Ey daima faal olan diri Tanrı, lütfen "halkı, benden faydalansınlar diye yarattım;
  • لالان اربح علیهم جود تست  ** که شود زو جمله ناقصها درست 
  • Ben onlardan faydalanayım diye değil" buyurmuştur. Bu, senin cömertliğindir; bütün noksanlar, o cömertlikle düzelir.