English    Türkçe    فارسی   

5
4203-4212

  • چون شوم هشیار آنگاهم بزن  ** که نخواهم گشت خود هشیار من 
  • Aklım başıma gelsin de o vakit döv. Zaten ben ayılmayı istemiyorum ki.
  • هرکه از جام تو خورد ای ذوالمنن  ** تا ابد رست از هش و از حد زدن 
  • Ey lütuflar ve ihsanlar sahibi Tanrı, senin şarabını içen, ebedî olarak aklından da kurtuldu gitti, had vurulmasından da.
  • خالدین فی فناء سکرهم  ** من تفانی فی هواکم لم یقم  4205
  • Onlar, sarhoşluklarının verdiği yoklukta ebedi olarak kalırlar. Sizin sevginizde yok olan gayri ayılıp kalkamaz.
  • فضل تو گوید دل ما را که رو  ** ای شده در دوغ عشق ما گرو 
  • İhsanın bize yürü der, yürü ey aşkımızın ayranına kapılmış olan!
  • چون مگس در دوغ ما افتاده‌ای  ** تو نه‌ای مست ای مگس تو باده‌ای 
  • Sinek gibi ayranımıza düşmüşsün.. Sen, sarhoş değilsin ey sinek, şarabın ta kendisisin.
  • کرگسان مست از تو گردند ای مگس  ** چونک بر بحر عسل رانی فرس 
  • Ey sinek, gerkesler, senden sarhoş olurlar. Çünkü sen, bal denizine at sürmüşsün.
  • کوهها چون ذره‌ها سرمست تو  ** نقطه و پرگار و خط در دست تو 
  • Dağlar, zerreler gibi senin sarhoşundur. Nokta da senin elindedir, pergel de, çizgi de.
  • فتنه که لرزند ازو لرزان تست  ** هر گران‌قیمت گهر ارزان تست  4210
  • Halkın titrediği fitne, senden titrer.. Her değerli mücevher, sence ucuzdan ucuzdur.
  • گر خدا دادی مرا پانصد دهان  ** گفتمی شرح تو ای جان و جهان 
  • Tanrı, bana beş yüz ağız verseydi de ey can ve ey cihan, seni anlatsaydım.
  • یک دهان دارم من آن هم منکسر  ** در خجالت از تو ای دانای سر 
  • Halbuki bir ağzım var, o da ey sırları bilen Tanrı, senden utancından kırık dökük!