English    Türkçe    فارسی   

5
424-433

  • سوی آن آتش گروهی برده دست  ** بهر آن کوثر گروهی شاد و مست 
  • Bir kısım halk o ateşe el atmış, bir kısım halkta o kevsere ulaşacağından neşeli ve sarhoş.
  • لیک لعب بازگونه بود سخت  ** پیش پای هر شقی و نیکبخت  425
  • Fakat bu, her kötü kişiyle her bahtı yaver olanı şaşırtacak pek aykırı ve acayip bir oyundu.
  • هر که در آتش همی رفت و شرر  ** از میان آب بر می‌کرد سر 
  • Kim o ateşe, kıvılcıma atılıyorsa öbür yandaki sudan baş çıkarıyordu.
  • هر که سوی آب می‌رفت از میان  ** او در آتش یافت می‌شد در زمان 
  • Kim suya atılıyorsa derhal kendisini ateş içinde buluyordu.
  • هر که سوی راست شد و آب زلال  ** سر ز آتش بر زد از سوی شمال 
  • Kim sağ yana gidiyor, o güzelim suya dalıyorsa sol taraftaki ateş içinden baş göstermedeydi.
  • وانک شد سوی شمال آتشین  ** سر برون می‌کرد از سوی یمین 
  • Sol yandaki ateşe dalansa sağ yandan çıkmaktaydı.
  • کم کسی بر سر این مضمر زدی  ** لاجرم کم کس در آن آتش شدی  430
  • Bunun sırrını pek az kişi anlıyor, hasılı o ateşe pek az kişi atlıyordu.
  • جز کسی که بر سرش اقبال ریخت  ** کو رها کرد آب و در آتش گریخت 
  • Ancak başına devlet saçısı saçılan, suyu bırakıp ateşe kaçıyordu.
  • کرده ذوق نقد را معبود خلق  ** لاجرم زین لعب مغبون بود خلق 
  • Halk eldeki hazır zevki mabut edinmiştir. Hulâsa halk, bu oyunu kaybetmiş, bu oyunda zarar girmiştir.
  • جوق‌جوق وصف صف از حرص و شتاب  ** محترز ز آتش گریزان سوی آب 
  • Bölük, bölük saf, saf hırslarına uyanlar, ateşten çekinmede, suya kaçmada.