English    Türkçe    فارسی   

5
802-811

  • تا لب بحر این نشان پایهاست  ** پس نشان پا درون بحر لاست 
  • Bu ayak izleri, deniz kıyısına kadar gider. Sonra deniz içinde ayak izleri yok olur biter.
  • زانک منزلهای خشکی ز احتیاط  ** هست دهها و وطنها و رباط 
  • Çünkü kuruluk menzillerinde ihtiyat için köyler vardır, yurtlar vardır, konaklar vardır.
  • باز منزلهای دریا در وقوف  ** وقت موج و حبس بی‌عرصه و سقوف 
  • Deniz konakları da durup dinlenmeyen, sahası ve tavanı olmayan dalgalanmalardır.
  • نیست پیدا آن مراحل را سنام  ** نه نشانست آن منازل را نه نام  805
  • O menzillerin nişanesi adı sanı yoktur.
  • هست صد چندان میان منزلین  ** آن طرف که از نما تا روح عین 
  • Nebat aleminden sırf ruh alemine kadar her iki konak arasında bunlar gibi yüzlerce konak vardır.
  • در فناها این بقاها دیده‌ای  ** بر بقای جسم چون چفسیده‌ای 
  • Yokluklarda bu varlığı gördün de nasıl beden varlığına böyle yapıştın?
  • هین بده ای زاغ این جان باز باش  ** پیش تبدیل خدا جانباز باش 
  • Kendine gel ey kuzgun, kendine gel de şu canı ver, doğan kuşu ol. Tanrı’nın halden hale döndürmesi karşısında canınla başınla oyna.
  • تازه می‌گیر و کهن را می‌سپار  ** که هر امسالت فزونست از سه پار 
  • Yeniyi al, eskiyi bırak. Çünkü her yılın, geçen üç yıldan daha artıştır daha üstün.
  • گر نباشی نخل‌وار ایثار کن  ** کهنه بر کهنه نه و انبار کن  810
  • Hurma fidanı gibi ihsan sahibi olamazsam var, eskiyi eskiye kat ambarına yığ!
  • کهنه و گندیده و پوسیده را  ** تحفه می‌بر بهر هر نادیده را 
  • O eski, kokmuş ve pörsümüş şeyi körlere hediye et.