English    Türkçe    فارسی   

5
921-930

  • گفت آری لاف می‌زن لاف‌لاف  ** در غریبی بس توان گفتن گزاف 
  • Eşek, evet dedi, söylen, mırıldan. Gariplikle çok saçma şeyler söylenebilir.
  • گفت نافم خود گواهی می‌دهد  ** منتی بر عود و عنبر می‌نهد 
  • Ceylan dedi ki: Göbeğim, sözlerime tanıklık etmede. Öd ağacı ile ambere bile ehemmiyet vermemede.
  • لیک آن را کی شنود صاحب‌مشام  ** بر خر سرگین‌پرست آن شد حرام 
  • Fakat koku almayan, bunları nereden duyacak? Pisliğe tapan eşeğe o koku haramdır.
  • خر کمیز خر ببوید بر طریق  ** مشک چون عرضه کنم با این فریق 
  • Eşek, yolda eşek pisliğini koklar. Bu çeşit mahluklara miski nasıl sunabilirim?
  • بهر این گفت آن نبی مستجیب  ** رمز الاسلام فی‌الدنیا غریب  925
  • O şefaatçi peygamber, bu yüzden “İslam dünyada gariptir” remzini söylemiştir.
  • زانک خویشانش هم از وی می‌رمند  ** گرچه با ذاتش ملایک هم‌دمند 
  • Çünkü zati, meleklerle hem dem olmakla beraber akrabaları bile ondan kaçarlar.
  • صورتش را جنس می‌بینند انام  ** لیک از وی می‌نیابند آن مشام 
  • Halk onun suretine bakar, onu kendilerine cins sanır ama ondaki kokuyu duymaz.
  • هم‌چو شیری در میان نقش گاو  ** دور می‌بینش ولی او را مکاو 
  • Öküz suretindeki aslan gibi. Onu uzaktan görürsün ama içini deşmeye kalkışma.
  • ور بکاوی ترک گاو تن بگو  ** که بدرد گاو را آن شیرخو 
  • Deşersen ten öküzünü terk et. Çünkü o aslan huylu, öküzü paralar.
  • طبع گاوی از سرت بیرون کند  ** خوی حیوانی ز حیوان بر کند  930
  • Öküz tabiatı, seni başından eder, hayvanlık huyu, seni hayvanlıktan ayırır.