English    Türkçe    فارسی   

6
1589-1598

  • چشمها را چار کن در اعتبار  ** یار کن با چشم خود دو چشم یار 
  • İbret gözünü dört aç. Sevgilinin iki gözünü de kendi gözlerine dost et.
  • امرهم شوری بخوان اندر صحف  ** یار را باش و مگوش از ناز اف  1590
  • Kuran’dan “Onlar, işlerini danışarak yaparlar” âyetini oku. Sevgiliyle dost ol, nazlanarak of deme.
  • یار باشد راه را پشت و پناه  ** چونک نیکو بنگری یارست راه 
  • Dost, yolda arkadır,sığınaktır. İyice bakarsan görürsün ki yol sevgiliden ibarettir.
  • چونک در یاران رسی خامش نشین  ** اندر آن حلقه مکن خود را نگین 
  • Dostlara, sevdiklere ulaştın mı sus, otur. O halkaya kendini yüzük taşı yapmaya kalkışma.
  • در نماز جمعه بنگر خوش به هوش  ** جمله جمعند و یک‌اندیشه و خموش 
  • Aklını başına devşir de Cuma namazına bak. Herkes toplanmıştır, bir düşüncededir, susup dururlar.
  • رختها را سوی خاموشی کشان  ** چون نشان جویی مکن خود را نشان 
  • Varını yoğunu sükût diyarına çek. Nişan arıyorsan kendini nişane yapmaya kalkışma.
  • گفت پیغامبر که در بحر هموم  ** در دلالت دان تو یاران را نجوم  1595
  • Peygamber dedi ki: Bil ki karanlıkta yıldızlar nasıl yol gösterirse dostlar da elemler, sıkıntılar denizinde öyle yol gösterir.
  • چشم در استارگان نه ره بجو  ** نطق تشویش نظر باشد مگو 
  • Gözü yıldızlara dik, yol ara. Söz, bakışı bulandırır, sus, söylenme.
  • گر دو حرف صدق گویی ای فلان  ** گفت تیره در تبع گردد روان 
  • İki doğru söz söyledin mi, uydurma söz de ona uyar, ulanır gider.
  • این نخواندی کالکلام ای مستهام  ** فی شجون حره جر الکلام 
  • Söz, sözü açar derler; hiç duymadın mı bu lâfı?