English    Türkçe    فارسی   

6
1671-1680

  • بس که غدر درزیان را ذکر کرد  ** حیف آمد ترک را و خشم و درد 
  • Hikâyeci, terzilerin bir çok hainliklerini sayıp döktü. Türk acıklandı, kızdı, dertlendi.
  • گفت ای قصاص در شهر شما  ** کیست استاتر درین مکر و دغا 
  • Dedi ki: Ey meddah, şehrinizde hilede, hıyanette en usta hangi terzi?
  • دعوی کردن ترک و گرو بستن او کی درزی از من چیزی نتواند بردن 
  • Türk’ün ,terzi benden bir şey çalamaz diye bahse girişmesi
  • گفت خیاطیست نامش پور شش  ** اندرین چستی و دزدی خلق‌کش 
  • Meddah dedi ki: Ciğeroğlu derler bir terzi vardır, hırsızlıkta, çeviklikte halkı öldürür âdeta.
  • گفت من ضامن که با صد اضطراب  ** او نیارد برد پیشم رشته‌تاب 
  • Türk, benden dedi, bir iplik bile çalamaz. Sizinle bahse giriyorum.
  • پس بگفتندش که از تو چست‌تر  ** مات او گشتند در دعوی مپر  1675
  • Senden daha akıllı nice kişileri mat etti, bahse girişme, böyle kanatlanıp uçmaya kalkma.
  • رو به عقل خود چنین غره مباش  ** که شوی یاوه تو در تزویرهاش 
  • Yürü, aklına böyle mağrur olma. Onun hileleriyle sen de kendini kaybedersin dediler.
  • گرم‌تر شد ترک و بست آنجا گرو  ** که نیارد برد نی کهنه نی نو 
  • Türk, büsbütün kızdı, benden ne yeni, ne eski hiçbir şey alamaz diye bahse girişti.
  • مطمعانش گرم‌تر کردند زود  ** او گرو بست و رهان را بر گشود 
  • Tamah edenler de onu büsbütün kızdırdılar. Bahse girip ağzını açarak dedi ki:
  • که گرو این مرکب تازی من  ** بدهم ار دزدد قماشم او به فن 
  • Şu Arap atım rehin olsun. Benden hileyle kumaş çalabilirse at sizin olur.
  • ور نتواند برد اسپی از شما  ** وا ستانم بهر رهن مبتدا  1680
  • Fakat hile yapamaz, çalamazsa ben sizden bir at alırım.