English    Türkçe    فارسی   

6
2534-2543

  • که ز زور خنده خوی کردی تنش  ** رو در افتادی ز خنده کردنش 
  • Kahkahadan terlere batar, yüzüstü yerlere yıkılırdı.
  • باز امروز این چنین زرد و ترش  ** دست بر لب می‌زند کای شه خمش  2535
  • Bu günse yüzü sapsarıydı, suratı asıktı. Parmağını ağzına götürüp sus padişahım diyordu. Bu ne haldi?
  • وهم در وهم و خیال اندر خیال  ** شاه را تا خود چه آید از نکال 
  • Padişah, ne felâket var acaba diye vehimlendikçe vehimleniyor, hayallendikçe hayalleniyordu.
  • که دل شه با غم و پرهیز بود  ** زانک خوارمشاه بس خون‌ریز بود 
  • Harzemşah, pek zâlimdi, pek kan dökücüydü. Padişahın gönlünde o yüzden zaten gam, gussa vardı.
  • بس شهان آن طرف را کشته بود  ** یا به حیله یا به سطوت آن عنود 
  • O taraflardaki birçok padişahları ya hileyle, ya kuvvetle öldürmüş, yok etmişti o inatçı.
  • این شه ترمد ازو در وهم بود  ** وز فن دلقک خود آن وهمش فزود 
  • Tirmiz padişahı da bundan vehimleniyordu zaten. Delkak’ın halinden vehim büsbütün arttı.
  • گفت زوتر بازگو تا حال چیست  ** این چنین آشوب و شور تو ز کیست  2540
  • Dedi ki: çabuk söyle, ne var? Kimden bu derece perişan oldun?
  • گفت من در ده شنیدم آنک شاه  ** زد منادی بر سر هر شاه‌راه 
  • Delkak cevap verdi: Köyde duydum ki padişah, her ana caddenin başında bir tellal bağırtmış.
  • که کسی خواهم که تازد در سه روز  ** تا سمرقند و دهم او را کنوز 
  • Üç günde Semerkant’a kadar gidecek adama hazineler bağışlatacağım demiş.
  • من شتابیدم بر تو بهر آن  ** تا بگویم که ندارم آن توان 
  • Koşa, koşa aceleyle geldim ki ben de o kudret olmadığını söyleyeyim.