English    Türkçe    فارسی   

6
3944-3953

  • عمرها بوده عزب مشتاق و مست  ** بر کنیزک در زمان در زد دو دست 
  • Ömrünce bekardı iştiyak halindeydi. Şimdi bir de sarhoş olmuştu. Hemen halayığa el attı.
  • بس طپید آن دختر و نعره فراشت  ** بر نیامد با وی و سودی نداشت  3945
  • Halayık çırpınmaya başladı, narayı attı. Fakat hiçbir çaresi olmadı.
  • زن به دست مرد در وقت لقا  ** چون خمیر آمد به دست نانبا 
  • Kadın buluşma zamanında erkeğin elinde ekmekçinin elindeki hamura döner.
  • بسرشد گاهیش نرم و گه درشت  ** زو بر آرد چاق چاقی زیر مشت 
  • Onu gah yumuşaklıkla gah sert bir halde yoğurur durur, elinin altında ondan çak, çak diye sesler çıkar.
  • گاه پهنش واکشد بر تخته‌ای  ** درهمش آرد گهی یک لخته‌ای 
  • Gah onu uzatır, tahta üstünde yassı bir hale getirir. Gah bir araya toplar.
  • گاه در وی ریزد آب و گه نمک  ** از تنور و آتشش سازد محک 
  • Gah su döker, gah tuz eker. Gah tandıra yayar, ateşle onu mehenge vurur.
  • این چنین پیچند مطلوب و طلوب  ** اندرین لعبند مغلوب و غلوب  3950
  • İstekli ve istenen, bu çeşit dürülüp bükülür, Alt olan ve üst gelen, bu oyundadır işte.
  • این لعب تنها نه شو را با زنست  ** هر عشیق و عاشقی را این فنست 
  • Bu oyun yalnız kocayla karı arasında olmaz. Her aşıkla her sevgili de bu oyunu oynar.
  • از قدیم و حادث و عین و عرض  ** پیچشی چون ویس و رامین مفترض 
  • Evveli olmayanla sonradan olanın, varlıkla var olup suret kabul edenin Vise ve Ramin gibi bükülüp ezilmesi farzdır.
  • لیک لعب هر یکی رنگی دگر  ** پیچش هر یک ز فرهنگی دگر 
  • Fakat her birinin oyunu başka bir çeşittir. Her birinin ezilip büzülmesi başka bir hünerdendir.