English    Türkçe    فارسی   

6
4375-4384

  • ابرهه با پیل بهر ذل بیت  ** آمده تا افکند حی را چو میت  4375
  • Kabe'yi aşağılamak, diriyi ölü gibi yere yıkmak için Ebrehe de fille geldi.
  • تا حریم کعبه را ویران کند  ** جمله را زان جای سرگردان کند 
  • Kabe'yi yıkmak, herkesi oradan döndürmek istedi.
  • تا همه زوار گرد او تنند  ** کعبه‌ی او را همه قبله کنند 
  • Bütün ziyaretçilerin, onun yanma toplanmasını, emrine uymasını, yaptığı kâbeyi kıble edinmesini diledi.
  • وز عرب کینه کشد اندر گزند  ** که چرا در کعبه‌ام آتش زنند 
  • Neden benim kâbemi ateşlediler diye Araplardan öcalmak niyetine düştü.
  • عین سعیش عزت کعبه شده  ** موجب اعزاز آن بیت آمده 
  • Onun bu savaşı, Kabe'nin yücelmesine, o Tanrı evinin daha ziyade şereflenmesine sebeboldu.
  • مکیان را عز یکی بد صد شده  ** تا قیامت عزشان ممتد شده  4380
  • Mekkelilerin yüceliği birdir, yüz oldu. Kıyamete dek de yücelikleri yürüdü gitti.
  • او و کعبه‌ی او شده مخسوف‌تر  ** از چیست این از عنایات قدر 
  • Halbuki Ebrehe de, kâbesi de daha ziyade yerin dibine girdi. Bu nedendir? Kaza ve kederin inayetlerinden.
  • از جهاز ابرهه هم‌چون دده  ** آن فقیران عرب توانگر شده 
  • Yırtıcı bir hayvana benzeyen Ebrehe'nin getirdiği mal ve mülkten de Arap yoksulları, zengin oldular.
  • او گمان برده که لشکر می‌کشید  ** بهر اهل بیت او زر می‌کشید 
  • O, ordu çektiğini sanıyordu, halbuki Mekkelilere mal mülk ve altın götürmedeydi.
  • اندرین فسخ عزایم وین همم  ** در تماشا بود در ره هر قدم 
  • Kaza ve kaderin bu aksi cilvesinden haberi bile yoktu. Yolda her adımda şatafatını seyredip duruyordu.