- 
		    گفته فرزندان به قاضی کای کریم  ** نگذریم از حکم او ما سه یتیم 
- Oğulları kadıya dediler ki: Ey kerem sahibi, üçümüz de yetimiz. Babamızın hükmünden dışarı çıkmayız.
- 
		  
- 
		    سمع و طاعه میکنیم او راست دست ** آنچه او فرمود بر ما نافذست // ما چو اسماعیل ز ابراهیم خود ** سر نپیچیم ارچه قربان میکند
- Biz, İsmail gibi bizi kurban bile etse İbrahimimizden baş çevirmez, ona isyan etmeyiz.
- 
		    گفت قاضی هر یکی با عاقلیش  ** تا بگوید قصهای از کاهلیش 
- Kadı dedi ki: Her birimiz akıllıca tembelliğine ait bir hikâye söylesin de
- 
		   تا ببینم کاهلی هر یکی  ** تا بدانم حال هر یک بیشکی    4885
- Bakalım hangimiz daha tembel. Her birinizin halini anlıyayım bir kere şüphem kalmasın.
- 
		    عارفان از دو جهان کاهلترند  ** زانک بی شد یار خرمن میبرند 
- Arifler, iki âleme de aldırış etmezler. İki âlemde de tembeldir onlar. Çünkü nadassız harman devşirirler.
- 
		    کاهلی را کردهاند ایشان سند  ** کار ایشان را چو یزدان میکند 
- Onlar, tembelliğini senet edinmişlerdir. Çünkü onların işini Tanrı başarır.
- 
		    کار یزدان را نمیبینند عام  ** مینیاسایند از کد صبح و شام 
- Halk, Tanrı'nın işini görmez. Bu yüzden de sabah akşam dilencilikten vazgeçerler.
- 
		    هین ز حد کاهلی گویید باز  ** تا بدانم حد آن از کشف راز 
- Evet, tembelliğinizi söyleyin de sırrınızı anlayayım, tembelliğinizin derecesini bileyim.
- 
		   بیگمان که هر زبان پردهی دلست  ** چون بجنبد پرده سرها واصلست    4890
- Şüphe yok her dil, gönüle perdedir. Perde deprendi mi sırlara erilir.