English    Türkçe    فارسی   

6
86-95

  • باری افزون کش تو این بو را به هوش  ** تا سوی اصلت برد بگرفته گوش 
  • Bari sen de bu kokuyu aklına iyice çek, bu kokuyu iyice al da seni kulağından tutup asla kadar götürsün.
  • بو نگه‌دار و بپرهیز از زکام  ** تن بپوش از باد و بود سرد عام 
  • Nezle olmamaya, koku almaya bak. Halkın yelinden, nefesinden bedenini ört.
  • تا نینداید مشامت را ز اثر  ** ای هواشان از زمستان سردتر 
  • Onların havaları, kış rüzgârlarından da soğuktur. Örtün, bürün de burnuna girmesin.
  • چون جمادند و فسرده و تن‌شگرف  ** می‌جهد انفاسشان از تل برف 
  • Onlar, cansız, donmuş kişilerdir. Nefesleri, karlı dağlardan gelir.
  • چون زمین زین برف در پوشد کفن  ** تیغ خورشید حسام‌الدین بزن  90
  • Fakat yeryüzü bu karlı kefene büründü mü durma, hemen Hüsameddin’in güneş kılıcını vur.
  • هین بر آر از شرق سیف‌الله را  ** گرم کن زان شرق این درگاه را 
  • Derhal doğudan Allah kılıcını çek, o doğuyla bu tapıyı ısıt.
  • برف را خنجر زند آن آفتاب  ** سیلها ریزد ز کهها بر تراب 
  • Güneş, karı hançerledi mi dağlardan ovalardan seller yürür.
  • زانک لا شرقیست و لا غربیست او  ** با منجم روز و شب حربیست او 
  • Çünkü o, ne doğudadır, ne batıda. Gece gündüz müneccimle savaşır durur.
  • که چرا جز من نجوم بی‌هدی  ** قبله کردی از لیمی و عمی 
  • Neden der, benden başka ve yol göstermeyen yıldızları bayağılık ve körlük yüzünden kıble edindin?
  • تا خوشت ناید مقال آن امین  ** در نبی که لا احب الا فلین  95
  • Kuran’da o emin erin “Ben batanları sevmem” sözü hoşuna gitmedi.