English    Türkçe    فارسی   

6
94-103

  • که چرا جز من نجوم بی‌هدی  ** قبله کردی از لیمی و عمی 
  • Neden der, benden başka ve yol göstermeyen yıldızları bayağılık ve körlük yüzünden kıble edindin?
  • تا خوشت ناید مقال آن امین  ** در نبی که لا احب الا فلین  95
  • Kuran’da o emin erin “Ben batanları sevmem” sözü hoşuna gitmedi.
  • از قزح در پیش مه بستی کمر  ** زان همی رنجی ز وانشق القمر 
  • Ayın önüne geçtin, beline eleğim sağmadan kulluk kemerini bağladın da o yüzden ayın ikiye bölünüşünden incindin.
  • منکری این را که شمس کورت  ** شمس پیش تست اعلی‌مرتبت 
  • “Güneş dürülür” âyetini inkâr edersin. Çünkü sence güneş, en yüce bir mertebedir.
  • از ستاره دیده تصریف هوا  ** ناخوشت آید اذا النجم هوی 
  • Havanın değişmesini yıldızların tesirinden bilirsin de “And olsun yıldıza, indiği zaman” âyetinden hoşlanmazsın.
  • خود مثرتر نباشد مه ز نان  ** ای بسا نان که ببرد عرق جان 
  • Ay, ekmekten de tesirli değildir ya. Nice ekmek vardır ki adamın can damarını koparır.
  • خود مثرتر نباشد زهره زآب  ** ای بسا آبا که کرد او تن خراب  100
  • Zühre, sudan daha tesirli değildir ya. Nice su vardır ki bedeni harap eder.
  • مهر آن در جان تست و پند دوست  ** می‌زند بر گوش تو بیرون پوست 
  • Fakat onun sevgisi senin canındadır da onun için dostun öğüdü bir kulağından girer, bir kulağından çıkar.
  • پند ما در تو نگیرد ای فلان  ** پند تو در ما نگیرد هم بدان 
  • Fakat bil ki senin öğüdün de bize tesir etmez, bizim öğüdümüz de sana!
  • جز مگر مفتاح خاص آید ز دوست  ** که مقالید السموات آن اوست 
  • Meğer ki göklerin anahtarları elinde olan sevgiliden sana hususi bir anahtar ihsan edile.