English    Türkçe    فارسی   

5
23-47

  • نور حقی و به حق جذاب جان  ** خلق در ظلمات وهم‌اند و گمان 
  • Sen Allah nurusun. Canı, Allah’ya kuvvetle çeker durursun. Halksa vehim ve şüphe karanlıklarındadır.
  • شرط تعظیمست تا این نور خوش  ** گردد این بی‌دیدگان را سرمه‌کش 
  • Bu güzelim nurun, şu gözsüzlere sürme çekmesi için şart, o nuru ululamaktır.
  • نور یابد مستعد تیزگوش  ** کو نباشد عاشق ظلمت چو موش  25
  • Delik kulaklı istidat sahibi, nuru bulur. Çünkü o fare gibi karanlığa aşık değildir.
  • سست‌چشمانی که شب جولان کنند  ** کی طواف مشعله‌ی ایمان کنند 
  • Geceleri dönüp dolaşan çipiller, nasıl olur da iman meşalesini tavaf edebilirler?
  • نکته‌های مشکل باریک شد  ** بند طبعی که ز دین تاریک شد 
  • Müşkül ve ince nükteler din nuruna ulaşmamış, karanlıkta kalmış kişilere, tabii bir bağdır.
  • تا بر آراید هنر را تار و پود  ** چشم در خورشید نتواند گشود 
  • Böyle adam kendi hünerini örmek, bezemek için güneşe göz açamaz.
  • هم‌چو نخلی برنیارد شاخها  ** کرده موشانه زمین سوراخها 
  • Hurma gibi göklere dal budak salamaz da köstebek gibi yeri delik deşik eder.
  • چار وصفست این بشر را دل‌فشار  ** چارمیخ عقل گشته این چهار  30
  • İnsan için, iç sıkıcı dört şey vardır; bu dört şey aklın çarmıhı kesilmiştir.
  • تفسیر خذ اربعة من الطیر فصرهن الیک 
  • “Dört kuş al, onları yanına topla” ayetinin tefsiri”
  • تو خلیل وقتی ای خورشیدهش  ** این چهار اطیار ره‌زن را بکش 
  • Ey idraki güneşe benzeyen, sen vaktin Halil’isin. Bu yol kesen dört kuşu öldür!
  • زانک هر مرغی ازینها زاغ‌وش  ** هست عقل عاقلان را دیده‌کش 
  • Çünkü bunların her biri de karga gibi akıllıların akıl gözlerini oyar, çıkarır.
  • چار وصف تن چو مرغان خلیل  ** بسمل ایشان دهد جان را سبیل 
  • Tene ait dört huy, Halil’in kuşlarına benzer. Onları kesmek cana yol açar.
  • ای خلیل اندر خلاص نیک و بد  ** سر ببرشان تا رهد پاها ز سد 
  • Ey Halil, iyiden kötüden kurtulmak için kes onların başlarını da ayaklar setten kurtulsun.
  • کل توی و جملگان اجزای تو  ** بر گشا که هست پاشان پای تو  35
  • Kül, sensin, hepsi de senin cüzülerindir. Çöz ayaklarını, onların ayakları senin ayakların demektir.
  • از تو عالم روح زاری می‌شود  ** پشت صد لشکر سواری می‌شود 
  • Alem, senin yüzünden ruhların uçtuğu, toplandığı bir yer haline gelir; bir atlı, yüzlerce orduya dayanç olur.
  • زانک این تن شد مقام چار خو  ** نامشان شد چار مرغ فتنه‌جو 
  • Çünkü bu ten dört huyun durağıdır, o huyların adları, dört fitneci kuştur.
  • خلق را گر زندگی خواهی ابد  ** سر ببر زین چار مرغ شوم بد 
  • Halkın ebedi olarak diriliğini istersen bu dört şom ve kötü kuşun başlarını kes.
  • بازشان زنده کن از نوعی دگر  ** که نباشد بعد از آن زیشان ضرر 
  • Sonra da onları bir başka çeşit dirilt de artık onlardan bir zarar gelmesin.
  • چار مرغ معنوی راه‌زن  ** کرده‌اند اندر دل خلقان وطن  40
  • Dört yol kesen manevi kuş, halkın gönlünü yurt edinmiştir.
  • چون امیر جمله دلهای سوی  ** اندرین دور ای خلیفه‌ی حق توی 
  • Bütün gönüllere emir olursan, ey kişi, bu zamanda Allah halifesi sensin.
  • سر ببر این چار مرغ زنده را  ** سر مدی کن خلق ناپاینده را 
  • Bu dört diri kuşun kes başlarını da ebedi olmayan halkı ebedileştir!
  • بط و طاوسست و زاغست و خروس  ** این مثال چار خلق اندر نفوس 
  • Bu kuşlar, kaz, tavus, kuzgun ve horozdur. Bunların içlerdeki benzerleri de dört huydur.
  • بط حرصست و خروس آن شهوتست  ** جاه چون طاوس و زاغ امنیتست 
  • Kaz hırstır, horoz şehvet. Makam tavusa benzer, kuzgun dileğe.
  • منیتش آن که بود اومیدساز  ** طامع تابید یا عمر دراز  45
  • Kuzgunun dileği, ebedi olmak, yahut uzun bir ömre kavuşmaktır, bunu umar durur.
  • بط حرص آمد که نولش در زمین  ** در تر و در خشک می‌جوید دفین 
  • Hırs kazı, kuru yaş ne bulursa yere gömer.
  • یک زمان نبود معطل آن گلو  ** نشنود از حکم جز امر کلوا 
  • Bir an bile kursağı durmaz Allah buyruğundan yalnız “Yeyin” hükmünü duymuştur.