- 
		    اندر الهیکم بجو این را کنون ** از پس کلا پس لو تعلمون
- Elhâkümü suresinde “Kellâ lev ta’lemune” den sonrasını oku da bunu ara, bul, anla.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    میکشد دانش ببینش ای علیم ** گر یقین گشتی ببینندی جحیم
- Ey bilgi sahibi, bilgi insanı görüşe götürür. Dünyadakiler yakin sahibi olsalardı cehennemi gözleriyle görürlerdi.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    دید زاید از یقین بی امتهال ** آنچنانک از ظن میزاید خیال
- Görüş, şüphe yok ki yakinden doğar; nitekim hayal de zandan doğmaktadır.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   اندر الهیکم بیان این ببین ** که شود علم الیقین عین الیقین   4125
- Elhâkümü suresinde bu anlatılmıştır. İlm-el Yakin olur, bak da gör!
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    از گمان و از یقین بالاترم ** وز ملامت بر نمیگردد سرم
- Bana gelince; Ben, şüpheden de yüceldim, yakinden de… Kınanmadan başım dönmüyor.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    چون دهانم خورد از حلوای او ** چشمروشن گشتم و بینای او
- Onun helvasını yedim; gözüm aydınlandı, onu gördüm gayri.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    پا نهم گستاخ چون خانه روم ** پا نلرزانم نه کورانه روم
- Şu halde evime gidiyorum demektir, elbette ayağımı küstahça basarım… Ayağım titremez, körcesine gitmem ki!
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    آنچ گل را گفت حق خندانش کرد ** با دل من گفت و صد چندانش کرد
- Allah, güle bir söyledi de gülü güldürdü ya… Gönlüme de onu söyledi de gülden yüz kat fazla güldürdü.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   آنچ زد بر سرو و قدش راست کرد ** و آنچ از وی نرگس و نسرین بخورد   4130
- Selviye bir şey yaptı. Boyunu dümdüz etti… nergisle ağustos gülü de ondan feyz aldı, güzelleşti…
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    آنچ نی را کرد شیرین جان و دل ** و آنچ خاکی یافت ازو نقش چگل
- Bir tecellisiyle kamışı, canı da tatlı, gönlü de tatlı bir hale getirdi… Toprağa mensup insan, onun lütfuyla Çigil güzeli oldu.