English    Türkçe    فارسی   

2
1673-1682

  • Bir alâmeti de seni görünce gülmesi; diğer bir nişanesi de sana karşı el kavuşturmasıdır.
  • یک نشانی که بخندد پیش تو ** یک نشان که دست بندد پیش تو
  • Diğer bir alâmeti de şudur ki: Heveslenip bu rüyayı yarın hiç kimseye söylemeyeceksin.
  • یک نشانی آن که این خواب از هوس ** چون شود فردا نگویی پیش کس‏
  • Bu alâmet, Yahya’nın babasına da gösterilmiş, ona da “ Üç güne kadar kimseye bir söz söylemeye muktedir olamazsın. 1675
  • ز ان نشان با والد یحیی بگفت ** که نیایی تا سه روز اصلا به گفت‏
  • Üç geceye dek iyiden kötüden bahsetme, sus. İşte bu senden Yahya adlı bir çocuk olacağına alâmettir.
  • تا سه شب خامش کن از نیک و بدت ** این نشان باشد که یحیی آیدت‏
  • Üç gün konuşma. Bu susmak senin maksadına erişeceğine delâlet eder.
  • دم مزن سه روز اندر گفت‏وگو ** کاین سکوت است آیت مقصود تو
  • Kendine gel, bunları dile getirme. Bu sözü gönlünde gizli tut” denmişti.
  • هین میاور این نشان را تو به گفت ** وین سخن را دار اندر دل نهفت‏
  • Sana da bu alâmetleri şeker gibi tatlı, tatlı söyler. Hatta bunlar nedir ki? Daha yüzlerce nişaneler var.
  • این نشانها گویدش همچون شکر ** این چه باشد صد نشانی دگر
  • Bu rüya; durmadan dinlenmeden biteviye Allah’tan dilediğin saltanata, istediğin makama erişeceğine alâmettir. 1680
  • این نشان آن بود کان ملک و جاه ** که همی‏جویی بیابی از اله‏
  • Olması için uzun gecelerde ağlayıp inlediğin, seher çağlarında niyaz ettiğin muradına;
  • آن که می‏گریی به شبهای دراز ** و انکه می‏سوزی سحرگه در نیاز
  • Eline girmedikçe günlerini karartan, boynunu iğ gibi incelten maksadına erişeceğine delâlet eder.
  • آن که بی‏آن روز تو تاریک شد ** همچو دوکی گردنت باریک شد