English    Türkçe    فارسی   

2
2056-2065

  • Çünkü her cins, kendi cinsini çeker. Öküz nasıl olur da erkek aslana yüz tutar?
  • ز انکه هر جنسی رباید جنس خود ** گاو سوی شیر نر کی رو نهد
  • Kurt neden Yusuf’a âşık olacak? Ancak hile ile onu sever görünür, sonra da onu parçalayıp yer.
  • گرگ بر یوسف کجا عشق آورد ** جز مگر از مکر تا او را خورد
  • Fakat kurt, kurtluktan kurtulursa Yusuf’a mahrem olur. Eshab-ı Kehf’in köpeğin gibi âdemoğullarından sayılır.
  • چون ز گرگی وارهد محرم شود ** چون سگ کهف از بنی آدم شود
  • Ebubekir, Muhammet’ den bir koku alınca “Bu yüz yalancı yüzü değil” dedi.
  • چون ابو بکر از محمد برد بو ** گفت هذا لیس وجه کاذب‏
  • Fakat Ebu cehil, dert sahiplerinden olmadığı için yüzlerce Şakkı Kamer gördü de yine inanmadı. 2060
  • چون نبد بو جهل از اصحاب درد ** دید صد شق قمر باور نکرد
  • Leğeni damdan düşen, şöhreti âleme yayılan dertliden Hakk’ı gizledik, fakat gizlenmedi gitti.
  • دردمندی کش ز بام افتاد طشت ** زو نهان کردیم حق پنهان نگشت‏
  • Cahil olan ve Allah derdinden uzak bulunan kişiye de hakikat sırlarını nice defalar gösterdiler de o görmedi.
  • و انکه او جاهل بد از دردش بعید ** چند بنمودند و او آن را ندید
  • Gönül aynası saf olmalı ki orada çirkin suratı güzel surattan ayırt edebilsin”
  • آینه‏ی دل صاف باید تا در او ** واشناسی صورت زشت از نکو
  • Nasihatçinin, ayıya kapılan kimseyi, birçok nasihat verdikten sonra terk etmesi
  • ترک گفتن آن مرد ناصح بعد از مبالغه‏ی پند مغرور خرس را
  • O Müslüman, kızarak ve içinden “Lâ havle” diyerek ahmağı bırakıp gitti.
  • آن مسلمان ترک ابله کرد و تفت ** زیر لب لاحول‏گویان باز رفت‏
  • “Benim ona ciddiyetle nasihat vermemden, üstüne düşmemden, gönlündeki hayaller attı, büsbütün vehimlendi. 2065
  • گفت چون از جد و پندم وز جدال ** در دل او بیش می‏زاید خیال‏