English    Türkçe    فارسی   

2
755-764

  • Subhu sadıkı, subhu kâzipten, şarabın rengini kadehin renginden ayırt et ki. 755
  • صبح کاذب را ز صادق واشناس ** رنگ می را باز دان از رنگ کاس‏
  • Bu sabır ve sebatla şu yedi renkli zahiri gözden başka bir göz elde edersin.
  • تا بود کز دیده‏گان هفت رنگ ** دیده‏ای پیدا کند صبر و درنگ‏
  • O gözle bu renklerden başka renkler, taşlar yerine mücevherler görürsün.
  • رنگها بینی بجز این رنگها ** گوهران بینی به جای سنگها
  • Hatta gevher nedir ki? Sen, kendin bir deniz olur, göklerde seyreden bir güneş kesilirsin.
  • گوهر چه بلکه دریایی شوی ** آفتاب چرخ پیمایی شوی‏
  • İş sahibi, iş yurdunda gizlidir. Yürü, onu ancak iş yurdunda apaçık görürsün.
  • کار کن در کارگه باشد نهان ** تو برو در کارگه بینش عیان‏
  • Mademki iş, sahibine bir hicap olmuştur? Şu halde onu işinden başka bir yerde göremezsin. 760
  • کار چون بر کار کن پرده تنید ** خارج آن کار نتوانیش دید
  • Mademki iş yurdu; iş sahibinin mekânıdır, dışarıda kalan gafildir.
  • کارگه چون جای باش عامل است ** آن که بیرون است از وی غافل است‏
  • O halde iş yurduna, yani yokluğa gel ki sanatı da sanatkârı da bir arada göresin.
  • پس در آ در کارگه یعنی عدم ** تا ببینی صنع و صانع را بهم‏
  • Mademki iş yurdu; apaçık görüş yeridir, tabii iş yurdundan dışarısı da hicap mahallidir.
  • کارگه چون جای روشن دیده‏گی است ** پس برون کارگه پوشیدگی است‏
  • İnatçı Firavun, varlığa yüz tuttu çünkü onun yerini görmüyordu.
  • رو به هستی داشت فرعون عنود ** لاجرم از کارگاهش کور بود