- O ejderha, yoksulluk elinde bir kurtcağız kesilir. Mevki ve mal yüzünden bir sivrisinek büyür, çaylaklaşır!
- کرمکست آن اژدها از دست فقر ** پشهای گردد ز جاه و مال صقر
- Ejderhayı ayrılık karı içinde tut, sakın onu Irak güneşinin altına getirme.
- اژدها را دار در برف فراق ** هین مکش او را به خورشید عراق
- Ejderhan donmuş bir halde iken selâmettesin fakat kurtuldu, kendine geldi mi ona lokma olursun.
- تا فسرده میبود آن اژدهات ** لقمهی اویی چو او یابد نجات
- Onu mat et de mat olmaktan emin ol. Ona pek acıma, o iyilik edilecek kişi değildir.
- مات کن او را و آمن شو ز مات ** رحم کم کن نیست او ز اهل صلات
- Üstüne şehvet güneşi vurdu mu o geberesice hemen yarasa gibi kanatlarını çırpmaya, uçmaya başlar. 1060
- کان تف خورشید شهوت بر زند ** آن خفاش مردریگت پر زند
- Ercesine onu savaşa çek, babayiğitçe onunla vuruş… Allah, sana vuslatıyla karşılık versin!
- میکشانش در جهاد و در قتال ** مردوار الله یجزیک الوصال
- Hulâsa o adam ejderhayı getirip de o korkunç şey, sıcak havada kendine gelince,
- چونک آن مرد اژدها را آورید ** در هوای گرم خوش شد آن مرید
- O fitneleri meydana çıkardı. Hattâ azizim, söylediklerimizin yüz kat üstününü yaptı!
- لاجرم آن فتنهها کرد ای عزیز ** بیست همچندان که ما گفتیم نیز
- Sen ona zahmet, eziyet vermeden uslu, rahat ve vefakâr bir halde tutmayı mı umuyorsun?
- تو طمع داری که او را بی جفا ** بسته داری در وقار و در وفا
- Bu, her aşağılık kişiye nasip mi olur? Ejderhayı öldürmeye bir Musa gerek. 1065
- هر خسی را این تمنی کی رسد ** موسیی باید که اژدرها کشد