English    Türkçe    فارسی   

3
1320-1329

  • Oğulların nazını nerden çekecek, babaların niyazını nerden duyacak? 1320
  • ناز فرزندان کجا خواهد کشید ** ناز بابایان کجا خواهد شنید
  • “Ey ihtiyar, ben doğmadım, bana az nazlan… Ey genç, ben baba değilim, öyle pek salınma!
  • نیستم مولود پیراکم بناز ** نیستم والد جوانا کم گراز
  • Ben koca değilim, şehvetim de yok… Hanım nazı bırak.
  • نیستم شوهر نیم من شهوتی ** ناز را بگذار اینجا ای ستی
  • Bu hususta kulluktan, ihtiyaçtan, zaruretten başka hiçbir şeyin itibarı yok” demekte,
  • جز خضوع و بندگی و اضطرار ** اندرین حضرت ندارد اعتبار
  • Dedi ama Kenan: “Baba, yıllardır bu sözleri söylemektesin, yine de söylüyorum… Cahil misin ne?
  • گفت بابا سالها این گفته‌ای ** باز می‌گویی بجهل آشفته‌ای
  • Bu sözleri herkese ne kadar söyledin de nice soğuk cevaplar aldın, kötü sözler duydun. 1325
  • چند ازینها گفته‌ای با هرکسی ** تا جواب سرد بشنودی بسی
  • Bu soğuk sözlerin kulağıma bile girmedi, şimdi mi girecek? Artık ben bilgi sahibiyim, büyüdüm” diye cevap verdi.
  • این دم سرد تو در گوشم نرفت ** خاصه اکنون که شدم دانا و زفت
  • Nuh, “A yavrum, bir kerecik olsun babanın öğüdünü tutsan ne olur?” dedi.
  • گفت بابا چه زیان دارد اگر ** بشنوی یکبار تو پند پدر
  • O, böyle güzel güzel nasihatler ediyor, Kenan’da bu çeşit ağır sözlerle karşılık veriyordu.
  • همچنین می‌گفت او پند لطیف ** همچنان می‌گفت او دفع عنیف
  • Ne babası, Kenan’a öğüt vermeden usandı, ne o kötü oğlun kulağına babasının bir sözü girdi!
  • نه پدر از نصح کنعان سیر شد ** نه دمی در گوش آن ادبیر شد