- Anneleri kızarak “Bu gün mektep var. Sizse oyuna dalmışsınız” dedi.
- مادرانشان خشمگین گشتند و گفت ** روز کتاب و شما با لهو جفت
- Özür getirip dediler ki: “Dur hele anne, suç bizim değil, bizim kabahatimiz yok.
- عذر آوردند کای مادر تو بیست ** این گناه از ما و از تقصیر نیست
- Nasılsa hocamız hastalandı, perişan bir hale geldi”
- از قضای آسمان استاد ما ** گشت رنجور و سقیم و مبتلا
- Anneleri dedi ki. “Hile, düzen. Siz bir ayran için yüz yalan söylersiniz. 1595
- مادران گفتند مکرست و دروغ ** صد دروغ آرید بهر طمع دوغ
- Hele sabah olsun, hocanıza gideyim de bu hilenin aslını öğreneyim”
- ما صباح آییم پیش اوستا ** تا ببینیم اصل این مکر شما
- Çocuklar, “Peki, git de doğru mu söylüyoruz, yalan mı, anla” dediler.
- کودکان گفتند بسم الله روید ** بر دروغ و صدق ما واقف شوید
- Çocukların annelerinin hocayı dolaşmaya gitmeleri
- رفتن مادران کودکان به عیادت اوستاد
- Sabah olunca anneleri, hocayı dolaşmaya gittiler. Bir de baktılar ki hoca, ağır bir hastalığa tutulmuş, yatmakta.
- بامدادان آمدند آن مادران ** خفته استا همچو بیمار گران
- Fazla örtündüğü, başını bağladığı, yüzünü kapattığı için kan-tere batmış.
- هم عرق کرده ز بسیاری لحاف ** سر ببسته رو کشیده در سجاف
- Hafif hafif ah etmekte. Hepsi Lâ havle demeye başladılar. 1600
- آه آهی میکند آهسته او ** جملگان گشتند هم لا حولگو
- “Hayrola hocam, bu baş ağrısı ne? Allah sağlık versin, vallahi hiç haberimiz yok” dediler.
- خیر باشد اوستاد این درد سر ** جان تو ما را نبودست زین خبر