- Allah’a “Yarabbi seninle ahdım olsun. Bu ağaçlardan meyve toplamayayım. 1635
- گفت آن درویش یا رب با تو من ** عهد کردم زین نچینم در زمن
- Rüzgârla yere düşen meyvelerden başka hiçbir meyve yemeyeyim, elimi hiçbir dala uzatmayayım.” dedi.
- جز از آن میوه که باد انداختش ** من نچینم از درخت منتعش
- Bir müddet nezrine vefa etti. Fakat nihayet kaza ve kaderin imtihanları çıkageldi.
- مدتی بر نذر خود بودش وفا ** تا در آمد امتحانات قضا
- Bu yüzden, sözlerinizde daima inşallah deyin, ahitlerinizde de Allah dilerse sözünü söyleyin.
- زین سبب فرمود استثنا کنید ** گر خدا خواهد به پیمان بر زنید
- Çünkü ben, gönle her zaman başka bir meyil verir, her an gönle başka bir dağ vururum.
- هر زمان دل را دگر میلی دهم ** هرنفس بر دل دگر داغی نهم
- Biz her sabah yeni bi işte, yeni bir güçteyiz. Her şey, bizim dileğimize göre meydana gelir denmiştir. 1640
- کل اصباح لنا شان جدید ** کل شیء عن مرادی لا یحید
- Hadiste “ Gönül, ovada rüzgârlara tabi bir tüy benzer.
- در حدیث آمد که دل همچون پریست ** در بیابانی اسیر صرصریست
- Rüzgâr, tüyü her tarafa uçurur, gâh sola, gâh sağa götürür durur.” denmektedir.
- باد پر را هر طرف راند گزاف ** گه چپ و گه راست با صد اختلاف
- Başka bir hadiste de denmiştir ki: “ Bu gönlü ateş üstündeki kazanda kaynayan bir su bil!”
- در حدیث دیگر این دل دان چنان ** کب جوشان ز آتش اندر قازغان
- Gönlün her an başka bir dileği vardır. Fakat bu dilek kendisinden değildir, başka bir yerdendir.
- هر زمان دل را دگر رایی بود ** آن نه از وی لیک از جایی بود