- Yusuf-ı Sıddıyk’a rüya gösterdin da ona güvendi. 2365
- آنچنانک یوسف صدیق را ** خواب بنمودی و گشتش متکا
- Onun gibi lütfun bana da bir rüya gösterdi. O sonsuz dualarım oyuncak değildi ya!
- مر مرا لطف تو هم خوابی نمود ** آن دعای بیحدم بازی نبود
- Fakat halk, benim sırlarımı bilmiyor da sözlerimi saçma sanıyor.
- مینداند خلق اسرار مرا ** ژاژ میدانند گفتار مرا
- Hakları da var. Gayb sırrını, sırları adamakıllı bilen ve ayıpları tamamıyla örten Allah’tan başka kim bilebilir ki?”
- حقشان است و کی داند راز غیب ** غیر علام سر و ستار عیب
- Düşmanı dedi ki. “Amca, neye yüzünü göğe çeviriyorsun? Bana çevir de doğru söyle!
- خصم گفتش رو به من کن حق بگو ** رو چه سوی آسمان کردی عمو
- Delirdin mi ki böyle hatalara düşüyor, aşktan, Allah’a yakınlıktan dem vuruyorsun? 2370
- شید میآری غلط میافکنی ** لاف عشق و لاف قربت میزنی
- Sen, gönlü ölmüş bilirsin... Hangi yüzle yüzünü göklere tutuyorsun?”
- با کدامین روی چون دلمردهای ** روی سوی آسمانها کردهای
- Bu hâdise yüzünden şehre bir velveledir düştü. O Müslümansa,
- غلغلی در شهر افتاده ازین ** آن مسلمان مینهد رو بر زمین
- “Yarabbi, bu kulunu rezil etme. Kötülük yaptıysam bile sırrımı halka açma.
- کای خدا این بنده را رسوا مکن ** گر بدم هم سر من پیدا مکن
- Biliyorum, uzun gecelerde yüzlerce tazarrula sana niyaz edip durdum.
- تو همیدانی و شبهای دراز ** که همیخواندم ترا با صد نیاز