- Kendine gel, söyle, söyle ki söyleme kabiliyeti bizden sonraki zamanlarda aksın diye ırmak yolunu kazmakta.
- هین بگو که ناطقه جو میکند ** تا به قرنی بعد ما آبی رسد
- Her devirde söz söyleyen bulunur; bulunur ama geçmişlerin sözleri daha faydalıdır.
- گرچه هر قرنی سخنآری بود ** لیک گفت سالفان یاری بود
- Ey şükreden kişi, Tevrat, İncil ve Zebur, Kur’an’ın doğruluğuna şahadet etmedi mi?
- نه که هم توریت و انجیل و زبور ** شد گواه صدق قرآن ای شکور
- Zahmetsiz ve sayıya gelmez bir rızık ara da Cebrail sana cennetten elma getirsin. 2540
- روزی بیرنج جو و بیحساب ** کز بهشتت آورد جبریل سیب
- Hatta bahçıvanın lâflarıyla başın ağrımadan ekmek zahmetine düşmeden cennetin sahibinden rızıklanasın.
- بلک رزقی از خداوند بهشت ** بیصداع باغبان بی رنج کشت
- Çünkü ekmekteki fayda ve lezzet, Allah ihsanıdır. Dilerse sana o faydalı kabuğu, yani ekmeği vasıta etmeksizin de verir.
- زانک نفع نان در آن نان داد اوست ** بدهدت آن نفع بی توسیط پوست
- Ekmeğin sureti, ekmekteki faydaya, zevk ve lezzete bir sofradır. Fakat sofrasız ekmek yemek, velinin harcıdır.
- ذوق پنهان نقش نان چون سفرهایست ** نان بی سفره ولی را بهرهایست
- Can rızkını senin Davud’un olan şeyhin himmeti olmadıkça nasıl olur da çalışıp çabalamayla elde edebilirsin?
- رزق جانی کی بری با سعی و جست ** جز به عدل شیخ کو داود تست
- Nefis şeyhle adım attığını, ona uyduğunu görürse zorla sana râm olur. 2545
- نفس چون با شیخ بیند کام تو ** از بن دندان شود او رام تو
- Öküz sahibi de Davud’un sözünü anlayınca râm oldu.
- صاحب آن گاو رام آنگاه شد ** کز دم داود او آگاه شد