English    Türkçe    فارسی   

3
2876-2885

  • Sen de bir kere daha bu tuzağa geldin, bir kere daha tövbenin gözüne toprak serptin!
  • بار دیگر سوی این دام آمدیت ** خاک اندر دیده‌ی توبه زدیت
  • Tövbeleri kabul eden, suçluları yargılayan Allah, tekrar o düğümü çözdü de “Kendine gel… Bu tarafa yüz tutma” dedi.
  • بازتان تواب بگشاد از گره ** گفت هین بگریز روی این سو منه
  • Fakat tekrar unutkanlık pervanesi geldi, canınızı ateşe doğru sürükledi!
  • باز چون پروانه‌ی نسیان رسید ** جانتان را جانب آتش کشید
  • Ey pervane, öyle çok unutkan olma, öyle pek şüpheye düşme… Yanan kanadına bak bir kere!
  • کم کن ای پروانه نسیان و شکی ** در پر سوزیده بنگر تو یکی
  • Ateşten kurtuldun mu bu kurtuluşun şükrü, bir daha tane olan yere hiç uğramamandır. 2880
  • چون رهیدی شکر آن باشد که هیچ ** سوی آن دانه نداری پیچ پیچ
  • Uğrama da şükrettikçe Allah sana tuzaksız, düşman korkusundan uzak bir nimet ihsan etsin.
  • تا ترا چون شکر گویی بخشد او ** روزیی بی دام و بی خوف عدو
  • Allah’ın sizi azat etmesine karşılık şükretmeniz, Allah nimetini anmanız gerek.
  • شکر آن نعمت که‌تان آزاد کرد ** نعمت حق را بباید یاد کرد
  • Nice zahmetlere, nice belâlara düştün de “ Yarabbi, beni bu tuzaktan kurtar…
  • چند اندر رنجها و در بلا ** گفتی از دامم رها ده ای خدا
  • Sana itaat edeyim, ibadetlerde bulunayım, Şeytan’ın gözüne toprak serpeyim” dedi.
  • تا چنین خدمت کنم احسان کنم ** خاک اندر دیده‌ی شیطان زنم
  • Köpeklerin, her kış mevsimi “Yaz gelince kışın barınmak için kendimize bir ev kuralım” diye ahdetmeleri
  • حکایت نذر کردن سگان هر زمستان کی این تابستان چون بیاید خانه سازیم از بهر زمستان را
  • Kış geldi mi köpek ezilir, büzülür. Kışın soğuğu onu perişan bir hale kor. 2885
  • سگ زمستان جمع گردد استخوانش ** زخم سرما خرد گرداند چنانش