- Sana itaat edeyim, ibadetlerde bulunayım, Şeytan’ın gözüne toprak serpeyim” dedi.
- تا چنین خدمت کنم احسان کنم ** خاک اندر دیدهی شیطان زنم
- Köpeklerin, her kış mevsimi “Yaz gelince kışın barınmak için kendimize bir ev kuralım” diye ahdetmeleri
- حکایت نذر کردن سگان هر زمستان کی این تابستان چون بیاید خانه سازیم از بهر زمستان را
- Kış geldi mi köpek ezilir, büzülür. Kışın soğuğu onu perişan bir hale kor. 2885
- سگ زمستان جمع گردد استخوانش ** زخم سرما خرد گرداند چنانش
- “Kışa dayanamıyorum sağ olursam taştan bir ev kurmam lazım.
- کو بگوید کین قدر تن که منم ** خانهای از سنگ باید کردنم
- Yaz gelince dişimle tırnağımla çalışıp çabalayayım, kışın barınmak için bir taş ev kurayım” der.
- چونک تابستان بیاید من بچنگ ** بهر سرما خانهای سازم ز سنگ
- Fakat yaz gelip de ısındı mı kellesi, kemiği yerine geldi mi, ilikleri, kemikleri kızışıp derisi gerildi mi,
- چونک تابستان بیاید از گشاد ** استخوانها پهن گردد پوست شاد
- Kendisini koskocaman görür de “İyi ama ben hangi eve sığarım ki?” der.
- گوید او چون زفت بیند خویش را ** در کدامین خانه گنجم ای کیا
- İrileşir, ayağını çeker… Tembel tembel, karnı tok sırtı pek, kendisine güvenmiş bir halde bir gölgeye çekilir. 2890
- زفت گردد پا کشد در سایهای ** کاهلی سیری غری خودرایهای
- Gönlü “Bir ev kur” derse de o, “Söyle be yahu, ben nasıl olur da bir eve sığarım ki?” diye cevap verir.
- گویدش دل خانهای ساز ای عمو ** گوید او در خانه کی گنجم بگو
- Sen de bir belâya, bir musibete düştün mü büzülürsün, hırs kemiklerin bitişir; küçülür, kalırsın.
- استخوان حرص تو در وقت درد ** درهم آید خرد گردد در نورد
- “Tövbeden bir ev kurayım, kışın o evceğizde barınayım” dersin.
- گویی از توبه بسازم خانهای ** در زمستان باشدم استانهای