English    Türkçe    فارسی   

3
324-333

  • Çünkü hiç kimse Allah hakkından daha ziyade hak sahibi değildir ki.
  • بی‌وفایی دان وفا با رد حق ** بر حقوق حق ندارد کس سبق
  • Ana hakkı bile Allah hakkından sonra gelir. Çünkü Allah, anayı senin ana karnındaki şekline borçlu etmiştir. 325
  • حق مادر بعد از آن شد کان کریم ** کرد او را از جنین تو غریم
  • Allah, seni onun cisminde bir surete bürümüş, gebelik halinde ona seninle istirahat ve huzur vermiş, onu sana alıştırmış.
  • صورتی کردت درون جسم او ** داد در حملش ورا آرام و خو
  • O da seni kendisinin bir cüz’ü görmüştür. Allah’ın tedbiri anaya ilişik olan o cüz’ü ayırmıştır.
  • همچو جزو متصل دید او ترا ** متصل را کرد تدبیرش جدا
  • Allah, binlerce sanat ve fen düzdü de ana, sana sevgi bağladı, şefkat gösterdi.
  • حق هزاران صنعت و فن ساختست ** تا که مادر بر تو مهر انداختست
  • Şu halde Allah hakkı, ana hakkından öncedir, Allah hakkını bilmeyen eşektir.
  • پس حق حق سابق از مادر بود ** هر که آن حق را نداند خر بود
  • Anayı, ananın memesini, sütünü yaratan, onu babayla çift eden O’dur, O’na serkeş olma. 330
  • آنک مادر آفرید و ضرع و شیر ** با پدر کردش قرین آن خود مگیر
  • Ey Allah, ey ihsanı kadîm olan, bildiğim de senindir, bilmediğim de.
  • ای خداوند ای قدیم احسان تو ** آنک دانم وانک نه هم آن تو
  • Sen, Allah’ı an, çünkü benim hakkım hiç eskimez.
  • تو بفرمودی که حق را یاد کن ** زانک حق من نمی‌گردد کهن
  • O sabah çağında, sizin Nuh’un gemisinde koruduğumuzu, bu suretle lütuflarda bulunduğumu an.
  • یاد کن لطفی که کردم آن صبوح ** با شما از حفظ در کشتی نوح