- Çünkü hiç kimse Allah hakkından daha ziyade hak sahibi değildir ki.
- بیوفایی دان وفا با رد حق ** بر حقوق حق ندارد کس سبق
- Ana hakkı bile Allah hakkından sonra gelir. Çünkü Allah, anayı senin ana karnındaki şekline borçlu etmiştir. 325
- حق مادر بعد از آن شد کان کریم ** کرد او را از جنین تو غریم
- Allah, seni onun cisminde bir surete bürümüş, gebelik halinde ona seninle istirahat ve huzur vermiş, onu sana alıştırmış.
- صورتی کردت درون جسم او ** داد در حملش ورا آرام و خو
- O da seni kendisinin bir cüz’ü görmüştür. Allah’ın tedbiri anaya ilişik olan o cüz’ü ayırmıştır.
- همچو جزو متصل دید او ترا ** متصل را کرد تدبیرش جدا
- Allah, binlerce sanat ve fen düzdü de ana, sana sevgi bağladı, şefkat gösterdi.
- حق هزاران صنعت و فن ساختست ** تا که مادر بر تو مهر انداختست
- Şu halde Allah hakkı, ana hakkından öncedir, Allah hakkını bilmeyen eşektir.
- پس حق حق سابق از مادر بود ** هر که آن حق را نداند خر بود
- Anayı, ananın memesini, sütünü yaratan, onu babayla çift eden O’dur, O’na serkeş olma. 330
- آنک مادر آفرید و ضرع و شیر ** با پدر کردش قرین آن خود مگیر
- Ey Allah, ey ihsanı kadîm olan, bildiğim de senindir, bilmediğim de.
- ای خداوند ای قدیم احسان تو ** آنک دانم وانک نه هم آن تو
- Sen, Allah’ı an, çünkü benim hakkım hiç eskimez.
- تو بفرمودی که حق را یاد کن ** زانک حق من نمیگردد کهن
- O sabah çağında, sizin Nuh’un gemisinde koruduğumuzu, bu suretle lütuflarda bulunduğumu an.
- یاد کن لطفی که کردم آن صبوح ** با شما از حفظ در کشتی نوح