- Ey can o hikâye, Allah hükmüne razı olasın diye sana ibrettir. 3255
- عبرتست آن قصه ای جان مر ترا ** تا که راضی باشی در حکم خدا
- İbret al da kötü bir işe düşünce aklını başına devşir, ye’se düşme, hüsnü zanda bulun!
- تا که زیرک باشی و نیکوگمان ** چون ببینی واقعهی بد ناگهان
- Başkaları, o hâdiseden korkup sapsarı kesilse bile sen aldırış etme. Fayda, zamanında da, ziyan zamanında da gül gibi gülmeye bak!
- دیگران گردند زرد از بیم آن ** تو چو گل خندان گه سود و زیان
- Gülün yapraklarını birer birer koparsan da yine gülmeyi bırakmaz, yine solup gamlanmaz.
- زانک گل گر برگ برگش میکنی ** خنده نگذارد نگردد منثنی
- Bir dikenden niçin gama düşeyim? Zaten bu gülmeyi diken yüzünden buldum der.
- گوید از خاری چرا افتم بغم ** خنده را من خود ز خار آوردهام
- Takdir yüzünden kaybettiğin şeyler, muhakkak senden belâyı giderir… Bunu böyle bil! 3260
- هرچه از تو یاوه گردد از قضا ** تو یقین دان که خریدت از بلا
- Tasavvuf nedir diye bir uluya sordular da dedi ki: Sıkıntı zamanı, gönülde neşe, ferah bulmak!
- ما التصوف قال وجدان الفرح ** فی الفاد عند اتیان الترح
- Allah’ın verdiği mihnet ve cefayı da Peygamber’in pabucunu kapan tavşancıl say.
- آن عقابش را عقابی دان که او ** در ربود آن موزه را زان نیکخو
- Tavşancıl, Peygamber’in ayağını yılan sokmasın diye pabucu kaptı, toza, toprağa bulanmamış akla ne mutlu!
- تا رهاند پاش را از زخم مار ** ای خنک عقلی که باشد بی غبار
- Allah, “Kaybettiğiniz şeylere eseflenmeyin, hatta kurt gelse de keçinizi yese bile“ buyurdu.
- گفت لا تاسوا علی ما فاتکم ** ان اتی السرحان واردی شاتکم