- Dedi ki: “Yarabbi, ben kaybettim ama sen kaybetmemişsin! “Evet… İnsan, gaybi gören göze malik olmadıkça insan olamaz. 3415
- گفت از من کم شد از تو گم نشد ** بی دو چشم غیب کس مردم نشد
- Sen istemezsin, sebep olamazsın ama burnun kanar, bir hayli de kan akar… Derken ateşin geçer, kurtulursun.
- تو نکردی فصد و از بینی دوید ** خون افزون تا ز تب جانت رهید
- Her meyvanın içi, kabuğundan iyidir. Teni de kabuk, sevgiliyi iç bil!
- مغز هر میوه بهست از پوستش ** پوست دان تن را و مغز آن دوستش
- İnsan, pek lâtif bir içe maliktir. İnsansan bir an olsun onu ara!
- مغز نغزی دارد آخر آدمی ** یکدمی آن را طلب گر زان دمی
- Allah razı olsun, Hamza’nın savaşa zırhsız girmesi
- در آمدن حمزه رضی الله عنه در جنگ بی زره
- Son zamanlarındaysa savaş saflarına zırhsız olarak katılır, sarhoşça savaşa atılırdı.
- اندر آخر حمزه چون در صف شدی ** بی زره سرمست در غزو آمدی
- Göğsü açık, vücudu çıplak olarak kendini kılıçlara atardı. 3420
- سینه باز و تن برهنه پیش پیش ** در فکندی در صف شمشیر خویش
- Halk, “Ey Peygamber’in amcası, ey saflar yaran aslan, ey erlerin padişahı.
- خلق پرسیدند کای عم رسول ** ای هزبر صفشکن شاه فحول
- Allah buyruğunda“ Nefislerinizi, kendi ellerinizle tehlikeye atmayın“ emrini okumadın mı ki?
- نه تو لا تلقوا بایدیکم الی ** تهلکه خواندی ز پیغام خدا
- Peki, neden kendini böyle bir savaş esnasında tehlikeye atıyorsun?
- پس چرا تو خویش را در تهلکه ** می در اندازی چنین در معرکه
- Gençken, iri yapılı ve kuvvetliyken saflara zırhsız katılmazdın.
- چون جوان بودی و زفت و سختزه ** تو نمیرفتی سوی صف بی زره