English    Türkçe    فارسی   

3
3430-3439

  • Kim ölüme isteyerek gider? Kim ejderhanın karşısında soyunur? 3430
  • سوی مردن کس برغبت کی رود ** پیش اژدرها برهنه کی شود
  • Fakat şimdi Muhammed’in nuruyla bu fâni şehre zebun değilim ki.
  • لیک از نور محمد من کنون ** نیستم این شهر فانی را زبون
  • Duygudan hariç olan ve halk nuru askeriyle dolu bulunan padişah ordugâhını görmekteyim,
  • از برون حس لشکرگاه شاه ** پر همی‌بینم ز نور حق سپاه
  • Çadırlar, çadırlara geçmiş, çadır direklerinin ipleri, iplere sarılmış… Şükürler olsun ki Allah, beni uykudan uyandırdı.
  • خیمه در خیمه طناب اندر طناب ** شکر آنک کرد بیدارم ز خواب
  • Ölüm, kimin nazarında tehlikeyse “Tehlikeye atılmayın“ emri de onadır.
  • آنک مردن پیش چشمش تهلکه‌ست ** امر لا تلقوا بگیرد او به دست
  • Fakat birisinin nazarında ölüm, hakikat kapısının açılışından ibaret olursa ona… “Haydin, çabuk olun“ hitabı gelir. 3435
  • و آنک مردن پیش او شد فتح باب ** سارعوا آید مرورا در خطاب
  • Ey ölümü görenler, uzaklaşın… Ey haşri, dirilmeyi görenler, çabuk olun!
  • الحذر ای مرگ‌بینان بارعوا ** العجل ای حشربینان سارعوا
  • Ey lütuf görenler, ferahlanın, sevinin… Ey kahır görenler, bu bir belâdır, gamlanın!
  • الصلا ای لطف‌بینان افرحوا ** البلا ای قهربینان اترحوا
  • Ölümü, bir Yusuf gören, canını feda eder, kurt olarak görense yolunu sapıtır!
  • هر که یوسف دید جان کردش فدی ** هر که گرگش دید برگشت از هدی
  • Oğul, herkesin ölümü, kendi rengindendir. Düşmana düşmandır, dosta dost!
  • مرگ هر یک ای پسر همرنگ اوست ** پیش دشمن دشمن و بر دوست دوست