- Bu darlığa, bu sıkıntıya pek aldırış etmezse bu inadının rüzgârı ateşini üfler.
- چون بدین قبض التفاتی کم کند ** باد اصرار آتشش را دم کند
- Hulâsa gönül sıkıntısı, memurların sıkıştırması hâline gelir, o manalar, duyulur, görülür bir hâle gelip meydana çıkar.
- قبض دل قبض عوان شد لاجرم ** گشت محسوس آن معانی زد علم
- Dertler, zindan ve çarmıh olur. Dert; köktür, kök; dal budak verir.
- غصهها زندان شدست و چارمیخ ** غصه بیخست و بروید شاخ بیخ
- Kök gizliydi, meydana çıktı. Sen de darlığını, ferahlığını bir kök bil. 360
- بیخ پنهان بود هم شد آشکار ** قبض و بسط اندرون بیخی شمار
- Kötü kökse hemencecik, çabucak onu sök ki çimenlikte çirkin bir diken çıkmasın.
- چونک بیخ بد بود زودش بزن ** تا نروید زشتخاری در چمن
- İç sıkıntısı görünce ona bir çare bul. Çünkü dallar, hep kökten meydana gelir.
- قبض دیدی چارهی آن قبض کن ** زانک سرها جمله میروید ز بن
- Genişlik gördün mü de onu sula, yetişip meyve verince dostlara dağıt.
- بسط دیدی بسط خود را آب ده ** چون بر آید میوه با اصحاب ده
- Seba’lılar hikâyesi
- باقی قصهی اهل سبا
- Seba’lılar, heveslerine uymuş ham kişilerdi. İşleri, güçleri büyüklerin nimetlerine karşı nankörlükte bulunmaktı.
- آن سبا ز اهل صبا بودند و خام ** کارشان کفران نعمت با کرام
- Bu nankörlük, âdeta sana ihsan eden adama karşı kötülükte bulunmana, onunla savaşmana benzer. 365
- باشد آن کفران نعمت در مثال ** که کنی با محسن خود تو جدال
- Meselâ, o iyilik edene, ben bu iyiliği istemiyorum, bundan inciniyorum, neden beni incitiyorsun?
- که نمیباید مرا این نیکوی ** من برنجم زین چه رنجم میشوی