- Onlar, kurdun tozundan ürkmediler, çekinmediler. Tozun ardından o koca mihnet kurdu çatıp geldi. 390
- وا نگشتند آن گروه از گرد گرگ ** گرگ محنت بعد گرد آمد سترگ
- O koyunları, hışımla paraladı gitti. Onlar, akıl çobanından göz yummuşlardı.
- بر درید آن گوسفندان را بخشم ** که ز چوپان خرد بستند چشم
- Onları, çoban ne kadar çağırdı da gelmediler… Çobanın gözüne toz, toprak serptiler.
- چند چوپانشان بخواند و نامدند ** خاک غم در چشم چوپان میزدند
- “ Yürü be, biz senden ziyade çobanız… Her birimiz başız, uluyuz. Böyle olduğu hâlde nasıl sana uyarız?
- که برو ما از تو خود چوپانتریم ** چون تبع گردیم هر یک سروریم
- Biz kurtlara lokmayız, senin adamın değil. Ateşin odunlarıyız, utanma arlanma yok bizde” dediler.
- طعمهی گرگیم و آن یار نه ** هیزم ناریم و آن عار نه
- Bilgisizlik, akılda bir taassuptur ki buna tutulanların şehirlerinde kargalar şom, şom bağırışırlar, yerleri, yurtları harabeye döner. 395
- حمیتی بد جاهلیت در دماغ ** بانگ شومی بر دمنشان کرد زاغ
- Onlar mazlûmlar için kuyu kazdılar ama kazdıkları kuyuya kendileri düştüler, ah etmeye başladılar.
- بهر مظلومان همیکندند چاه ** در چه افتادند و میگفتند آه
- Yusufların derilerini yüzdüler, fakat kendi yaptıklarını birer birer buldular.
- پوستین یوسفان بکشافتند ** آنچ میکردند یک یک یافتند
- O Yusuf kimdir? Senin Hak arayan gönlün. O gönül, bir esir gibi senin yurdunda bağlıdır.
- کیست آن یوسف دل حقجوی تو ** چون اسیری بسته اندر کوی تو
- Bir Cebrail’i direğe bağlamış, koluna, kanadına yüzlerce yara açmış, perişan etmişsin de.
- جبرئیلی را بر استن بستهای ** پر و بالش را به صد جا خستهای