- “Şimdi mühim işlerim var. Gelirsem onlar yüzüstü kalır. Düzene girmez. 440
- گفت این دم کارها دارم مهم ** گر بیایم آن نگردد منتظم
- Padişah bana mühim ve nazik bir iş buyurdu, geceleri bile uyumuyor, benim bu işi başarmamı bekliyor.
- شاه کار نازکم فرموده است ** ز انتظارم شاه شب نغنوده است
- Padişahın emrinden dışarı çıkamam, huzurunda yüzü kara olamam.
- من نیارم ترک امر شاه کرد ** من نتانم شد بر شه رویزرد
- Her sabah, her akşam hususi çavuşu gelip işin neticesini soruyor.
- هر صباح و هر مسا سرهنگ خاص ** میرسد از من همیجوید مناص
- Reva görür müsün, köye geleyim de padişah, bana yüzünü assın, kaşlarını çatsın?
- تو روا داری که آیم سوی ده ** تا در ابرو افکند سلطان گره
- Kızarsa kızgınlığına karşı ne çare bulurum, diriyken kendimi topraklara mı gömeyim?” dedi. 445
- بعد از آن درمان خشمش چون کنم ** زنده خود را زین مگر مدفون کنم
- Daha da bu çeşit yüzlerce bahaneler etti, fakat hileleri, Allah takdirine eş olmadı.
- زین نمط او صد بهانه باز گفت ** حیلهها با حکم حق نفتاد جفت
- Âlemin zerreleri birbirine girse yine Allah’ın kaza ve kaderine karşı hiçtir hiç!
- گر شود ذرات عالم حیلهپیچ ** با قضای آسمان هیچند هیچ
- Bu yeryüzü, gökten nasıl kaçabilir, yeryüzü kendini gökten nasıl gizleyebilir?
- چون گریزد این زمین از آسمان ** چون کند او خویش را از وی نهان
- Gökten yeryüzüne ne yağarsa yağar. Yeryüzü, ne kaçabilir, ne bir çareye başvurabilir, ne bir pusuda gizlenebilir.
- هرچه آید ز آسمان سوی زمین ** نه مفر دارد نه چاره نه کمین