English    Türkçe    فارسی   

4
1134-1143

  • Fakat çocuktan o kötü hırs geçti mi öbür çocuklara gülesi gelir.
  • چون ز کودک رفت آن حرص بدش ** بر دگر اطفال خنده آیدش
  • Ben neler yapmışım, ne işlere girişmişim... Sirke bana hırsımdan bal görünmüş diye gülmeğe başlar. 1135
  • که چه می‌کردم چه می‌دیدم درین ** خل ز عکس حرص بنمود انگبین
  • Peygamberlerin yapılarında da hırs yoktu... Onun için boyuna parlayıp duruyor, parlaklığı boyuna artıyor.
  • آن بنای انبیا بی حرص بود ** زان چنان پیوسته رونقها فزود
  • Ulular nice mescitler yaptılar... Fakat hiçbirinin adı Mescid-i Aksâ değildi.
  • ای بسا مسجد بر آورده کرام ** لیک نبود مسجد اقصاش نام
  • Her an şerefi artan Kâbe’nin yüceliği, İbrahim’in ihlaslarındandı!
  • کعبه را که هر دمی عزی فزود ** آن ز اخلاصات ابراهیم بود
  • O mescidin fazileti, toprağından, taşından değildi... Yapıcısında hırs ve savaş yoktu da ondan!
  • فضل آن مسجد خاک و سنگ نیست ** لیک در بناش حرص و جنگ نیست
  • Ne onların kitapları, başkalarının kitaplarına benzer... Ne mescitleri, başkalarının mescitlerine, ne alışverişleri, malları mülkleri, başkalarının alışverişine, malına mülküne! 1140
  • نه کتبشان مثل کتب دیگران ** نی مساجدشان نی کسب وخان و مان
  • Ne edepleri başkalarının edepleri gibidir. Ne hiddetleri, azapları başkalarının hiddeti, azabı gibidir. Uykuları da başkadır, kıyasları da, sözleri de!
  • نه ادبشان نه غضبشان نه نکال ** نه نعاس و نه قیاس و نه مقال
  • Her birerinin başka bir nuru, feri var... Can kuşları uçar ama başka bir kanatla uçar!
  • هر یکیشان را یکی فری دگر ** مرغ جانشان طایر از پری دگر
  • Gönül, onların halini andıkça titrer durur... Onların işleri, bizim işlerimize kıbledir!
  • دل همی لرزد ز ذکر حالشان ** قبله‌ی افعال ما افعالشان