English    Türkçe    فارسی   

5
2598-2607

  • Yahudiler, halk zahirî azabı görsün diye zahiren çarpıldılar.
  • مسخ ظاهر بود اهل سبت را  ** تا ببیند خلق ظاهر کبت را 
  • Fakat iç âleminden bunlardan başka yüz binlercesi, tövbesini bozma yüzünden domuz ve eşek oldu.
  • از ره سر صد هزاران دگر  ** گشته از توبه شکستن خوک و خر 
  • Tilkinin, ikinci defa kandırmak üzere o kaçan eşeğin yanına gelmesi
  • دوم بار آمدن روبه بر این خر گریخته تا باز بفریبدش 
  • Tilki, çabucak eşeğin yanına geldi. Eşek, senin gibi dosttan çekinmek gerek. 2600
  • پس بیامد زود روبه سوی خر  ** گفت خر از چون تو یاری الحذر 
  • A adam olmayan dedi, ben sana ne yaptım da beni ejderhanın yanına götürdün?
  • ناجوامردا چه کردم من ترا  ** که به پیش اژدها بردی مرا 
  • Bana kinlenmene sebep neydi? Yaradılışlıdaki kötülükten başka ne sebep vardı buna a inatçı?
  • موجب کین تو با جانم چه بود  ** غیر خبث جوهر تو ای عنود 
  • Ona hiçbir eziyet vermediği, dokunmadığı halde gencin ayağını sokan akrep gibi hani.
  • هم‌چو کزدم کو گزد پای فتی  ** نارسیده از وی او را زحمتی 
  • Yahut da bizden kendisine bir kötülük gelmediği halde can düşmanımız olan Şeytan gibi.
  • یا چو دیوی کو عدوی جان ماست  ** نارسیده زحمتش از ما و کاست 
  • Şeytan, tabiatı bakımından insana düşmandır. İnsanın helak oluşuna sevinir. 2605
  • بلک طبعا خصم جان آدمیست  ** از هلاک آدمی در خرمیست 
  • O, her an adamın peşine düşer, bir türlü bırakmaz. Huyunu, çirkin tabiatını bırakır mı hiç.
  • از پی هر آدمی او نسکلد  ** خو و طبع زشت خود او کی هلد 
  • Çünkü onun içindeki kötülük, sebep yokken onu zulme, düşmanlığa çeker.
  • زانک خبث ذات او بی‌موجبی  ** هست سوی ظلم و عدوان جاذبی