English    Türkçe    فارسی   

5
3064-3073

  • Böyle bir özürle ey akılsız adam, kanını da tamamıyla sebil ettin, malını da, karını da, öyle mi?
  • از چنین عذر ای سلیم نانبیل  ** خون و مال و زن همه کردی سبیل 
  • Şu halde birisi de senin bıyığını tutup yolsa da özür getirse, kendisini mecbur gösterse kabul mu edeceksin? 3065
  • هر کسی پس سبلت تو بر کند  ** عذر آرد خویش را مضطر کند 
  • Tanrı hükmü, sana özür olabiliyorsa âlâ, öğren de bana fetva ver bakalım.
  • حکم حق گر عذر می‌شاید ترا  ** پس بیاموز و بده فتوی مرا 
  • Benim de yüzlerce isteğim, şehvetim var da elim, korkudan, Tanrı heybetinden bağlı.
  • که مرا صد آرزو و شهوتست  ** دست من بسته ز بیم و هیبتست 
  • Kerem et de bana şu özrü öğret, elimden ayağımdan düğümü çöz.
  • پس کرم کن عذر را تعلیم ده  ** برگشا از دست و پای من گره 
  • Bir sanatı seçmiş, kendine iş edinmişsin. Bu, bîr ihtiyarım var, bir düşüncem var demektir.
  • اختیاری کرده‌ای تو پیشه‌ای  ** که اختیاری دارم و اندیشه‌ای 
  • Yoksa ey iş eri, neden sanatlar arasında o sanatı seçtin? 3070
  • ورنه چون بگزیده‌ای آن پیشه را  ** از میان پیشه‌ها ای کدخدا 
  • Ama nefis ve hava ve heves nöbeti geldi miydi sana yirmi er kuvveti gelir.
  • چونک آید نوبت نفس و هوا  ** بیست مرده اختیار آید ترا 
  • Dostun senin bir habbecik menfaatine mâni oha hemen savaş ihtiyarına sahip olur onunla cenge kalkışırsın.
  • چون برد یک حبه از تو یار سود  ** اختیار جنگ در جانت گشود 
  • Fakat nimetlere şükür etme nöbeti geldi mi ihtiyarın yoktur; taştan da aşağı bir hal alırsın.
  • چون بیاید نوبت شکر نعم  ** اختیارت نیست وز سنگی تو کم