English    Türkçe    فارسی   

5
3300-3309

  • Yusuf'un sureti,güzel bir kadehti.Babası o kadehten yüzlerce neşe şarabı içerdi. 3300
  • صورت یوسف چو جامی بود خوب  ** زان پدر می‌خورد صد باده‌ی طروب 
  • Fakat kardeşleri,ondan zehirli bir su içtiler de bu yüzden öfkeleri,kinleri arttı.
  • باز اخوان را از آن زهراب بود  ** کان دریشان خشم و کینه می‌فزود 
  • Sonra yine Zeliha,şekerler yedi,aşktan bir başka çeşit afyon yuttu.
  • باز از وی مر زلیخا را سکر  ** می‌کشید از عشق افیونی دگر 
  • O güzel,Yusuf'tan Yakub'un aldığı gıdadan başka türlü bir gıda aldı.
  • غیر آنچ بود مر یعقوب را  ** بود از یوسف غذا آن خوب را 
  • Çeşit çeşit şerbetler,fakat testi bir.Bu suretle de gayb alemine ait hiçbir şüphen kalmaz ya.
  • گونه‌گونه شربت و کوزه یکی  ** تا نماند در می غیبت شکی 
  • Şarap gayb alemindendir,testi bu cihandan,Testi meydandadır,içindeki şarap,gizliden gizli. 3305
  • باده از غیبست و کوزه زین جهان  ** کوزه پیدا باده در وی بس نهان 
  • Namahremlerin gözlerinden pek gizli ama mahremlere meydanda,apaçık
  • بس نهان از دیده‌ی نامحرمان  ** لیک بر محرم هویدا و عیان 
  • Tanrım,gözlerimiz sarhoş bir hale geldi.Yüklerimiz sırtımızı ağırlaştırdı,büktü.Sen bizi affet.
  • یا الهی سکرت ابصارنا  ** فاعف عنا اثقلت اوزارنا 
  • Ey gizli Tanrı,o alemde de doldun,bu aleme de.Doğu nurunun da üstüne yüceldin,batı nurunun da.
  • یا خفیا قد ملات الخافقین  ** قد علوت فوق نور المشرقین 
  • Sen,bir sırsın ki sırrımızı açığa vurur,bilirsin.Sen bir fecirsin,kin nehirlerimizi kaynatır akıtırsın.
  • انت سر کاشف اسرارنا  ** انت فجر مفجر انهارنا