English    Türkçe    فارسی   

5
3653-3662

  • Yüce konuk, kadının kocasiyle kaldı. Geceleyin kuru, yaş bir çerez çıkardı.
  • ماند مهمان عزیز و شوهرش  ** نقل بنهادند از خشک و ترش 
  • Yediler, içtiler. O iki temiz adam, gece geç vakte kadar oturup konuştular, gece yarısına dek iyi kötü, başlarından geçenleri anlattılar.
  • در سمر گفتند هر دو منتجب  ** سرگذشت نیک و بد تا نیم شب 
  • Çerezden, konuşup görüşmeden sonra konuk, uykusuzluktan kalktı, kapı yanındaki yatağa girip yattı. 3655
  • بعد از آن مهمان ز خواب و از سمر  ** شد در آن پستر که بد آن سوی در 
  • Adam, utancından ona bir şey diyemedi, canım, senin yatağın bu taraftaki.
  • شوهر از خجلت بدو چیزی نگفت  ** که ترا این سوست ای جان جای خفت 
  • Sen yatıp uyuyasın diye yatağı, şuraya serdik diye bir söz söyleyemedi.
  • که برای خواب تو ای بوالکرم  ** پستر آن سوی دگر افکنده‌ام 
  • Karısiyle kararlaştırdıklarının aksine, konuk için serilen yatağa girdi, öbür yatakta da konuk yatıp uyudu.
  • آن قراری که به زن او داده بود  ** گشت مبدل و آن طرف مهمان غنود 
  • O gece şiddetli bir yağmur başladı. Bulutların çokluğu, hayret verecek bir derecedeydi.
  • آن شب آنجا سخت باران در گرفت  ** کز غلیظی ابرشان آمد شگفت 
  • Kadın gelince konuk öbür taraftadır, kapı yanında yatan kocamdır diye, 3660
  • زن بیامد بر گمان آنک شو  ** سوی در خفتست و آن سو آن عمو 
  • Anadan doğma soyunup yorganın altına girdi, konuğu birkaç kere de istekle öptü.
  • رفت عریان در لحاف آن دم عروس  ** داد مهمان را به رغبت چند بوس 
  • Dedi ki: Hani bir şeyden korkuyordum ya. Başıma geldi mi geldi, geldi mi geldi.
  • گفت می‌ترسیدم ای مرد کلان  ** خود همان آمد همان آمد همان